İçeriğe atla

Gözün evrimi: Revizyonlar arasındaki fark

Vikipedi, özgür ansiklopedi
[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
k →‎İlk gözler: yazım // http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=küsur AWB ile
k →‎top: Yazım hatası, yazış şekli: a,nesneleri → a, nesneleri
 
(10 kullanıcı tarafından yapılan 18 ara revizyon gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Dosya:Gozun evrimi diyagrami.svg|thumb|350px|Gözün evriminin önemli aşamaları.]]
[[Dosya:Gozun evrimi diyagrami.svg|küçükresim|upright=1.59|Gözün evriminin önemli aşamaları.]]
'''Gözün evrimi''', [[takson]]larda geniş ölçekte rastlanan özel bir [[homolog organ]] örneği olarak anlamlı bir çalışma konusudur. [[Göz]]ün görsel [[pigment]]ler gibi bazı bileşenleri ortak bir atadan geliyor gibidir. Yani bu pigmentler, hayvanlar farklı dallara ayrılmadan evvel [[evrim]]lerini tamamlamıştır. Bununla birlikte görüntü oluşturma yeteneğine sahip, karmaşık gözler, aynı proteinler ve genetik malzeme kullanılarak<ref>{{Dergi kaynağı|doi=10.1016/S1534-5807(03)00325-3 |title=Role of Pax Genes in Eye Evolution A Cnidarian PaxB Gene Uniting Pax2 and Pax6 Functions|pages=773–785|year=2003|author=Kozmik, Z|journal=Developmental Cell|volume=5}}</ref><ref>Land, M.F. and Nilsson, D.-E., ''Animal Eyes'', Oxford University Press, Oxford (2002).</ref> birbirinden bağımsız olarak 50 ila 100 kere evrimleşmiştir.<ref>Haszprunar (1995). "The mollusca: Coelomate turbellarians or mesenchymate annelids?". in Taylor. Origin and evolutionary radiation of the Mollusca : centenary symposium of the Malacological Society of London. Oxford: Oxford Univ. Press.</ref>
'''Gözün evrimi''', [[takson]]larda geniş ölçekte rastlanan özel bir [[homolog organ]] örneği olarak anlamlı bir çalışma konusudur. [[Göz]]ün görsel [[pigment]]ler gibi bazı bileşenleri ortak bir atadan geliyor gibidir. Yani bu pigmentler, hayvanlar farklı dallara ayrılmadan evvel [[evrim]]lerini tamamlamıştır. Bununla birlikte görüntü oluşturma yeteneğine sahip, karmaşık gözler, aynı proteinler ve genetik malzeme kullanılarak<ref>{{Dergi kaynağı|doi=10.1016/S1534-5807(03)00325-3 |başlık=Role of Pax Genes in Eye Evolution A Cnidarian PaxB Gene Uniting Pax2 and Pax6 Functions|sayfalar=773-785|yıl=2003|yazar=Kozmik, Z|dergi=Developmental Cell|cilt=5}}</ref><ref>Land, M.F. and Nilsson, D.-E., ''Animal Eyes'', Oxford University Press, Oxford (2002).</ref> birbirinden bağımsız olarak 50 ila 100 kere evrimleşmiştir.<ref>Haszprunar (1995). "The mollusca: Coelomate turbellarians or mesenchymate annelids?". in Taylor. Origin and evolutionary radiation of the Mollusca : centenary symposium of the Malacological Society of London. Oxford: Oxford Univ. Press.</ref>


Karmaşık gözler ilk kez 542 milyon yıl önce [[Kambriyen patlaması]] olarak adlandırılan süratli türleşme döneminde evrilmiş görünmektedir. Kambriyen öncesinde gözlerin varlığına dair herhangi bir kanıt yoktur ancak Orta Kambriyen devrinde [[Burgess shale]] olarak bilinen [[fosil]] yatağında geniş bir çeşitlilik gözlendiği açıktır.
Karmaşık gözler ilk kez 542 milyon yıl önce [[Kambriyen patlaması]] olarak adlandırılan süratli türleşme döneminde evrilmiş görünmektedir. Kambriyen öncesinde gözlerin varlığına dair herhangi bir kanıt yoktur ancak Orta Kambriyen devrinde [[Burgess shale]] olarak bilinen [[fosil]] yatağında geniş bir çeşitlilik gözlendiği açıktır.


Gözler, ait oldukları organizmaların ihtiyaçlarını karşılayan çok sayıda [[adaptasyon]] sergiler. Keskinlikleri, tespit edebildikleri [[dalgaboyu]] aralığı, az [[ışık]] seviyelerindeki hassasiyetleri, hareketi yakalama,nesneleri seçebilme ve renkleri ayırt etme becerileri bakımından farklılıklar gösterebilir.
Gözler, ait oldukları organizmaların ihtiyaçlarını karşılayan çok sayıda [[adaptasyon]] sergiler. Keskinlikleri, tespit edebildikleri [[dalgaboyu]] aralığı, az [[ışık]] seviyelerindeki hassasiyetleri, hareketi yakalama, nesneleri seçebilme ve renkleri ayırt etme becerileri bakımından farklılıklar gösterebilir.


== Yaklaşımlar ==
== Yaklaşımlar ==
[[Dosya:Eye iris.jpg|thumb|265px|İnsan gözü, [[iris]] tabakası]]
[[Dosya:Eye iris.jpg|küçükresim|upright=1.2|İnsan gözü, [[iris]] tabakası]]
1802 yılından bu yana, göz gibi karmaşık bir yapının [[doğal seçilim]] yoluyla evrimini izah etmenin zor olduğu söylenegelmektedir.{{ref label|Paley|A|}} [[Charles Darwin]] de, [[Türlerin Kökeni]]’nde, doğal seçilim yoluyla gözün evriminin ilk bakışta son derece saçma geldiğini yazar. Ancak yine de bunu hayal etmenin güçlüğüne rağmen açıklamaya girişir, ki bu açıklama son derece makuldur:
1802 yılından bu yana, göz gibi karmaşık bir yapının [[doğal seçilim]] yoluyla evrimini izah etmenin zor olduğu söylenegelmektedir.{{ref label|Paley|A|}} [[Charles Darwin]] de, [[Türlerin Kökeni]]’nde, doğal seçilim yoluyla gözün evriminin ilk bakışta son derece saçma geldiğini yazar. Ancak yine de bunu hayal etmenin güçlüğüne rağmen açıklamaya girişir, ki bu açıklama son derece makuldur:


<blockquote>...kusursuz ve karmaşık bir göz ile kusurlu ve basit bir göz arasında, her biri sahibine yarar sağlayan sayısız aşama bulunduğu; dahası gözün çok az bile olsa değiştiği ve bu değişimler sonraki kuşaklara miras kaldığı, ki zaten durum budur, ve organdaki herhangi bir değişim ya da modifikasyonun değişen yaşam koşulları altındaki bir hayvana fayda sağladığı gösterilirse, hayal gücümüz kabul etmekte ne kadar zorlanırsa zorlansın, kusursuz ve karmaşık bir gözün doğal seçilim tarafından biçimlendirilmiş olabileceğine inanmaktaki güçlük, geçerliliğini yitirir.<ref name="türlerin kökeni">Darwin, Charles (1859). ''[[Türlerin Kökeni]]''.</ref></blockquote>
<blockquote>...kusursuz ve karmaşık bir göz ile kusurlu ve basit bir göz arasında, her biri sahibine yarar sağlayan sayısız aşama bulunduğu; dahası gözün çok az bile olsa değiştiği ve bu değişimler sonraki kuşaklara miras kaldığı, ki zaten durum budur ve organdaki herhangi bir değişim ya da modifikasyonun değişen yaşam koşulları altındaki bir hayvana fayda sağladığı gösterilirse, hayal gücümüz kabul etmekte ne kadar zorlanırsa zorlansın, kusursuz ve karmaşık bir gözün doğal seçilim tarafından biçimlendirilmiş olabileceğine inanmaktaki güçlük, geçerliliğini yitirir.<ref name="türlerin kökeni">Darwin, Charles (1859). ''[[Türlerin Kökeni]]''.</ref></blockquote>


Halen mevcut olan ara evrim basamaklarından örnekler vererek “başka herhangi bir düzenek içermeyen, yalnızca pigmentle kaplı bir [[optik sinir]]”den “az çok yüksek bir kusursuzluk düzeyine” doğru bir değişim olduğunu ileri sürer.<ref name="türlerin kökeni"/>
Halen mevcut olan ara evrim basamaklarından örnekler vererek “başka herhangi bir düzenek içermeyen, yalnızca pigmentle kaplı bir [[optik sinir]]”den “az çok yüksek bir kusursuzluk düzeyine” doğru bir değişim olduğunu ileri sürer.<ref name="türlerin kökeni"/>
23. satır: 23. satır:
== Köken sayısı ==
== Köken sayısı ==


Gözün bir kerede mi, yoksa birbirinden bağımsız birçok [[soyoluş]] dalında mı evrildiği tartışma konusudur. Gözün gelişimine katılan genetik mekanizma göze sahip bütün organizmalarda ortaktır. Görme duyusu için organizmada hazır bulunması gereken tek şey görme pigmentindeki [[A vitamini]]ne bağlı [[kromofor]]lardır ve bu [[molekül]] parçaları [[bakteri]]lerde de bulunur. [[Fotoreseptör]] hücreler de, moleküler açıdan benzer [[kemoreseptör]]ler ve muhtemelen [[Kambriyen patlaması]]ndan çok önceleri de varolan ışığa duyarlı [[hücre]]lerden birden fazla kere evrimleşmiş olabilir.<ref>Nilsson, D.E. (1996) [http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6VRT-4D7CBY3-C&_user=10&_rdoc=1&_fmt=&_orig=search&_sort=d&view=c&_acct=C000050221&_version=1&_urlVersion=0&_userid=10&md5=04ec410ef75358030c44d8e1feb48b88 Eye ancestry: old genes for new eyes]</ref>
Gözün bir kerede mi, yoksa birbirinden bağımsız birçok [[soyoluş]] dalında mı evrildiği tartışma konusudur. Gözün gelişimine katılan genetik mekanizma göze sahip bütün organizmalarda ortaktır. Görme duyusu için organizmada hazır bulunması gereken tek şey görme pigmentindeki [[A vitamini]]ne bağlı [[kromofor]]lardır ve bu [[molekül]] parçaları [[bakteri]]lerde de bulunur. [[Fotoreseptör]] hücreler de, moleküler açıdan benzer [[kemoreseptör]]ler ve muhtemelen [[Kambriyen patlaması]]ndan çok önceleri de var olan ışığa duyarlı [[hücre]]lerden birden fazla kere evrimleşmiş olabilir.<ref>Nilsson, D.E. (1996) [http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6VRT-4D7CBY3-C&_user=10&_rdoc=1&_fmt=&_orig=search&_sort=d&view=c&_acct=C000050221&_version=1&_urlVersion=0&_userid=10&md5=04ec410ef75358030c44d8e1feb48b88 Eye ancestry: old genes for new eyes] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20090227011833/http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6VRT-4D7CBY3-C&_user=10&_rdoc=1&_fmt=&_orig=search&_sort=d&view=c&_acct=C000050221&_version=1&_urlVersion=0&_userid=10&md5=04ec410ef75358030c44d8e1feb48b88 |tarih=27 Şubat 2009 }}</ref>


Işığa duyarlı bütün organlar, [[opsin]]ler olarak adlandırılan bir [[protein]] grubunu kullanan fotoreseptör sistemlerine dayalı olarak çalışır. Yedi opsin alt grubunun tümü, hayvanların son ortak atasında zaten bulunuyordu. Dahası, gözleri konumlandıran genetik malzeme bütün hayvanlarda ortaktır: [[Fare]]lerden tutun [[insan]]lara ve [[Drosophila|meyve sineklerine]] varıncaya kadar bütün gözlü organizmalarda gözün gelişeceği yeri [[PAX6]] [[gen]]i kontrol eder.<ref>Halder, G., Callaerts, P. and Gehring, W.J. (1995). "New perspectives on eye evolution." ''Curr. Opin. Genet. Dev.'' 5 (pp. 602–609).</ref><ref>Halder, G., Callaerts, P. and Gehring, W.J. (1995). "Induction of ectopic eyes by targeted expression of the ''eyeless'' gene in ''Drosophila''". ''Science'' 267 (pp. 1788–1792).</ref><ref>Tomarev, S.I., Callaerts, P., Kos, L., Zinovieva, R., Halder, G., Gehring, W., and Piatigorsky, J. (1997). "Squid ''PAX-6'' and eye development." Proc. Natl. Acad. Sci. USA, 94 (pp. 2421–2426).</ref> Bununla birlikte bu ana kontrol genleri, modern hayvanlarda kontrol ettikleri yapıların çoğundan çok daha eski olsalar gerektir ve muhtemelen başka bir amaç için [[Doğal seçilim|seçilmiştir]].
Işığa duyarlı bütün organlar, [[opsin]]ler olarak adlandırılan bir [[protein]] grubunu kullanan fotoreseptör sistemlerine dayalı olarak çalışır. Yedi opsin alt grubunun tümü, hayvanların son ortak atasında zaten bulunuyordu. Dahası, gözleri konumlandıran genetik malzeme bütün hayvanlarda ortaktır: [[Fare]]lerden tutun [[insan]]lara ve [[Drosophila|meyve sineklerine]] varıncaya kadar bütün gözlü organizmalarda gözün gelişeceği yeri [[PAX6]] [[gen]]i kontrol eder.<ref>Halder, G., Callaerts, P. and Gehring, W.J. (1995). "New perspectives on eye evolution." ''Curr. Opin. Genet. Dev.'' 5 (pp. 602–609).</ref><ref>Halder, G., Callaerts, P. and Gehring, W.J. (1995). "Induction of ectopic eyes by targeted expression of the ''eyeless'' gene in ''Drosophila''". ''Science'' 267 (pp. 1788–1792).</ref><ref>Tomarev, S.I., Callaerts, P., Kos, L., Zinovieva, R., Halder, G., Gehring, W., and Piatigorsky, J. (1997). "Squid ''PAX-6'' and eye development." Proc. Natl. Acad. Sci. USA, 94 (pp. 2421–2426).</ref> Bununla birlikte bu ana kontrol genleri, modern hayvanlarda kontrol ettikleri yapıların çoğundan çok daha eski olsalar gerektir ve muhtemelen başka bir amaç için [[Doğal seçilim|seçilmiştir]].


Duyu organları muhtemelen [[beyin]]den daha önce evrildi. Çünkü işleyecek bilgi olmadan bu bilgiyi işleyecek bir organa gerek yoktur.<ref name="Gehring">Gehring, W. J. (13 January 2005). [http://jhered.oxfordjournals.org/cgi/content/full/96/3/171 New Perspectives on Eye Development and the Evolution of Eyes and Photoreceptors] (Full text). Journal of Heredity (Oxford Journals) 96 (3): 171–184.</ref>
Duyu organları muhtemelen [[beyin]]den daha önce evrildi. Çünkü işleyecek bilgi olmadan bu bilgiyi işleyecek bir organa gerek yoktur.<ref name="Gehring">Gehring, W. J. (13 January 2005). [http://jhered.oxfordjournals.org/cgi/content/full/96/3/171 New Perspectives on Eye Development and the Evolution of Eyes and Photoreceptors] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20100510090000/http://jhered.oxfordjournals.org/cgi/content/full/96/3/171 |tarih=10 Mayıs 2010 }} (Full text). Journal of Heredity (Oxford Journals) 96 (3): 171–184.</ref>


== Gözün evriminin aşamaları ==
== Gözün evriminin aşamaları ==
[[Dosya:Augentierchen 440x600.jpg|thumb|130px|[[Öglena]]da ışığa duyarlı beneği, stigma (2) gizler.]]
[[Dosya:Augentierchen 440x600.jpg|küçükresim|upright=0.59|[[Öglena]]da ışığa duyarlı beneği, stigma (2) gizler.]]


Gözün en erken atası, [[tekhücreli]] organizmalarda bile bulunan [[gözbeneği]] denilen ışığa duyarlı fotoreseptör [[protein]]lerdi. Gözbenekleri yalnızca çevredeki parlaklığı hissedebilir: Işığı karanlıktan ayırt edebilirler, ki bu [[fotoperiyodizm]] ve 24 saatlik tempoya bağlı günlük senkronizasyon için yeterlidir. Ancak şekilleri ayırt edemedikleri ve ışığın yönünü belirleyemedikleri için görme duyusu oluşturmakta yetersizdirler. Gözbenekleri hemen hemen tüm büyük hayvan gruplarında bulunur ve [[öglena]] dahil, tekhücreli organizmalarda ortaktır. Öglenanın göz bebeğine stigma denir ve hücrenin ön tarafında bulunur. Bu, bir dizi ışığa duyarlı [[kristal]]in üzerini örten kırmızı pigment içeren küçük bir benektir. Hareketi sağlayan [[kamçı]]yla birlikte gözbeneği, organizmanın ışığa göre konum alabilmesine olanak verir. Bu, genelde, [[fotosentez]]i kolaylaştımak için ışığa yönelim şeklindedir.<ref name ="Lang">M F Land; R D Fernald (1992). "The Evolution of Eyes". Annual Review of Neuroscience 15: 1–29.</ref> Gözbeneği gece ve gündüzü ayırt eder, ki bu 24 saatlik yaşam ritmi oluşturmadaki temel işlevdir. Daha karmaşık organizmalarda görsel pigmentler beyindedir ve yumurtlamayı ayın çevrimleriyle senkronize etmekte rol oynadıkları sanılmaktadır. Organizmalar, üreme oranını en üst düzeye çekebilmek için, [[sperm]] ve [[yumurta]] salımını gece vakti ışık miktarındaki küçük değişimleri tespit ederek senkronize ediyor olabilir.
Gözün en erken atası, [[tekhücreli]] organizmalarda bile bulunan [[gözbeneği]] denilen ışığa duyarlı fotoreseptör [[protein]]lerdi. Gözbenekleri yalnızca çevredeki parlaklığı hissedebilir: Işığı karanlıktan ayırt edebilirler ki bu [[fotoperiyodizm]] ve 24 saatlik tempoya bağlı günlük senkronizasyon için yeterlidir. Ancak şekilleri ayırt edemedikleri ve ışığın yönünü belirleyemedikleri için görme duyusu oluşturmakta yetersizdirler. Gözbenekleri hemen hemen tüm büyük hayvan gruplarında bulunur ve [[öglena]] dahil, tekhücreli organizmalarda ortaktır. Öglenanın göz bebeğine stigma denir ve hücrenin ön tarafında bulunur. Bu, bir dizi ışığa duyarlı [[kristal]]in üzerini örten kırmızı pigment içeren küçük bir benektir. Hareketi sağlayan [[kamçı]]yla birlikte gözbeneği, organizmanın ışığa göre konum alabilmesine olanak verir. Bu, genelde, [[fotosentez]]i kolaylaştımak için ışığa yönelim şeklindedir.<ref name ="Lang">M F Land; R D Fernald (1992). "The Evolution of Eyes". Annual Review of Neuroscience 15: 1–29.</ref> Gözbeneği gece ve gündüzü ayırt eder ki bu 24 saatlik yaşam ritmi oluşturmadaki temel işlevdir. Daha karmaşık organizmalarda görsel pigmentler beyindedir ve yumurtlamayı ayın çevrimleriyle senkronize etmekte rol oynadıkları sanılmaktadır. Organizmalar, üreme oranını en üst düzeye çekebilmek için, [[sperm]] ve [[yumurta]] salımını gece vakti ışık miktarındaki küçük değişimleri tespit ederek senkronize ediyor olabilir.


Görme duyusu, bütün gözlerde ortak olan temel bir [[biyokimya]]sal sürece dayanır. Bununla birlikte bir organizmanın çevresel özelliklerini yorumlamak için bu biyokimyasal mekanizmanın kullanılış biçimleri büyük farklılıklar gösterir: Gözler son derece farklı yapılarda ve farklı biçimlerdedir. Hepsi de mekanizmanın temelini oluşturan protein ve moleküllere kıyasla oldukça geç evrimleşmiştir.<ref name ="Lang"/>
Görme duyusu, bütün gözlerde ortak olan temel bir [[biyokimya]]sal sürece dayanır. Bununla birlikte bir organizmanın çevresel özelliklerini yorumlamak için bu biyokimyasal mekanizmanın kullanılış biçimleri büyük farklılıklar gösterir: Gözler son derece farklı yapılarda ve farklı biçimlerdedir. Hepsi de mekanizmanın temelini oluşturan protein ve moleküllere kıyasla oldukça geç evrimleşmiştir.<ref name ="Lang"/>
50. satır: 50. satır:
Işığın yönünü yaklaşık olarak ayırt edebilecek optik bir sistem geliştirmek, çok daha zordur ve otuz küsur [[Şube (biyoloji)|şubenin]]{{ref label|Kesin sayı|B|}} sadece altısında bu tip bir sistem vardır. Bununla birlikte, bu şubeler yaşayan canlıların % 96’sına karşılık gelir.<ref name ="Lang"/>
Işığın yönünü yaklaşık olarak ayırt edebilecek optik bir sistem geliştirmek, çok daha zordur ve otuz küsur [[Şube (biyoloji)|şubenin]]{{ref label|Kesin sayı|B|}} sadece altısında bu tip bir sistem vardır. Bununla birlikte, bu şubeler yaşayan canlıların % 96’sına karşılık gelir.<ref name ="Lang"/>


[[Dosya:Smed.jpg|thumb|sol|230px|[[Planaryalar]], az da olsa ışığın yönünü ayırt edebilen, çanak şeklinde gözbeneklerine sahiptir.]]
[[Dosya:Smed.jpg|küçükresim|sol|upright=1.05|[[Planaryalar]], az da olsa ışığın yönünü ayırt edebilen, çanak şeklinde gözbeneklerine sahiptir.]]


Bu karmaşık optik sistemler, [[çokhücreli]] göz lekeleri olarak yolculuklarına başlamış, daha sonra adım adım çanak şekli alacak biçimde içe göçmüştür. Bu sayede öncelikle parlaklığın [[yön]]ünü belirleyebilme becerisini kazanmışlardır. Sonraları çukur derinleştikçe bu beceri gittikçe daha da sofistike hâle gelmiştir. Düz göz lekeleri ışığın yönünü belirlemede yetersizdi, zira bir ışık ışını, hangi yönden gelirse gelsin, aynı ışığa duyarlı hücre grubunu aktive edecektir. Öte yandan çukurlu gözlerin çanağa benzeyen biçimi, geliş açısına göre ışığın, üzerine düştüğü hücrelerin farklı olması sayesinde sınırlı da olsa yön tayini yapmaya izin verecekti. Kambriyen devrinde ortaya çıkan çukurlu gözler, o dönemki [[salyangoz]]larda görülmekteydi. Hâlâ varlıklarını sürdüren bazı salyangozlarda ve [[planaryalar]] gibi [[omurgasızlar]]da da mevcuttur. Planarya, çanak biçimindeki, bol pigmentli [[retina]] hücreleri yüzünden, ışın yönünü ve şiddetini çok az belirleyebilir. Bu hücreler, ışığın girmesi için sadece bir açıklık bırakacak şekilde ışığa duyarlı hücrelerin önünü kapatır. Bununa birlikte, bu proto-göz, daha çok ışığın yönünden ziyade varlığını ya da yokluğunu tespit etmede yararlıdır. Göz çukuru derinleşip fotoreseptör hücrelerin sayısı arttıkça bu durum daha kusursuz görsel bilgi elde etmeye doğru adım adım değişir.<ref>[http://library.thinkquest.org/28030/eyeevo.htm Eye-Evolution?]</ref>
Bu karmaşık optik sistemler, [[çokhücreli]] göz lekeleri olarak yolculuklarına başlamış, daha sonra adım adım çanak şekli alacak biçimde içe göçmüştür. Bu sayede öncelikle parlaklığın [[yön]]ünü belirleyebilme becerisini kazanmışlardır. Sonraları çukur derinleştikçe bu beceri gittikçe daha da sofistike hâle gelmiştir. Düz göz lekeleri ışığın yönünü belirlemede yetersizdi, zira bir ışık ışını, hangi yönden gelirse gelsin, aynı ışığa duyarlı hücre grubunu aktive edecektir. Öte yandan çukurlu gözlerin çanağa benzeyen biçimi, geliş açısına göre ışığın, üzerine düştüğü hücrelerin farklı olması sayesinde sınırlı da olsa yön tayini yapmaya izin verecekti. Kambriyen devrinde ortaya çıkan çukurlu gözler, o dönemki [[salyangoz]]larda görülmekteydi. Hâlâ varlıklarını sürdüren bazı salyangozlarda ve [[planaryalar]] gibi [[omurgasızlar]]da da mevcuttur. Planarya, çanak biçimindeki, bol pigmentli [[retina]] hücreleri yüzünden, ışın yönünü ve şiddetini çok az belirleyebilir. Bu hücreler, ışığın girmesi için sadece bir açıklık bırakacak şekilde ışığa duyarlı hücrelerin önünü kapatır. Bununa birlikte, bu proto-göz, daha çok ışığın yönünden ziyade varlığını ya da yokluğunu tespit etmede yararlıdır. Göz çukuru derinleşip fotoreseptör hücrelerin sayısı arttıkça bu durum daha kusursuz görsel bilgi elde etmeye doğru adım adım değişir.<ref>{{Web kaynağı |url=http://library.thinkquest.org/28030/eyeevo.htm |başlık=Eye-Evolution? |erişimtarihi=31 Temmuz 2009 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20120915061324/http://library.thinkquest.org/28030/eyeevo.htm |arşivtarihi=15 Eylül 2012 |ölüurl=evet}}</ref>


[[Dosya:Pit eye.svg|thumb|sağ|135px| Geliş açısına bağlı olarak ışık ışını göz çukurunda farklı hücreleri aktive eder.]]
[[Dosya:Pit eye.svg|küçükresim|sağ|upright=0.61| Geliş açısına bağlı olarak ışık ışını göz çukurunda farklı hücreleri aktive eder.]]


Bir [[foton]], kromofor tarafından emildiğinde, [[kimyasal reaksiyon|kimyasal bir reaksiyon]], fotonun enerjisinin [[elektrik enerjisi]]ne çevrilmesine ve yüksek hayvanlarda [[sinir sistemi]]ne aktarılmasını sağlar. Bu fotoreseptör hücreler, [[retina]]nın bir kısmını oluşturur. Bu kısım, görsel bilgiyi<ref name="fernald">Fernald, Russell D. (2001) [http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_3.htm The Evolution of Eyes: How Do Eyes Capture Photons?] Karger Gazette 64: "The Eye in Focus".</ref>, bunun yanı sıra vücut saati için gerekli gün uzunluğu ve ışık bilgisini beyne ileten ince bir hücre tabakasıdır. Bununla birlikte Cladonema gibi bazı [[denizanası|denizanalarının]] oldukça ayrıntılı gözleri vardır, ancak beyinleri yoktur. Bu canlılarda gözler, bilgiyi, herhangi bir ara işleme tabii tutmadan doğrudan kaslara gönderir.<ref name="Gehring"/>
Bir [[foton]], kromofor tarafından emildiğinde, [[kimyasal reaksiyon|kimyasal bir reaksiyon]], fotonun enerjisinin [[elektrik enerjisi]]ne çevrilmesine ve yüksek hayvanlarda [[sinir sistemi]]ne aktarılmasını sağlar. Bu fotoreseptör hücreler, [[retina]]nın bir kısmını oluşturur. Bu kısım, görsel bilgiyi,<ref name="fernald">Fernald, Russell D. (2001) [http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_3.htm The Evolution of Eyes: How Do Eyes Capture Photons?] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20060319050006/http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_3.htm |tarih=19 Mart 2006 }} Karger Gazette 64: "The Eye in Focus".</ref> bunun yanı sıra vücut saati için gerekli gün uzunluğu ve ışık bilgisini beyne ileten ince bir hücre tabakasıdır. Bununla birlikte Cladonema gibi bazı [[denizanası|denizanalarının]] oldukça ayrıntılı gözleri vardır, ancak beyinleri yoktur. Bu canlılarda gözler, bilgiyi, herhangi bir ara işleme tabii tutmadan doğrudan kaslara gönderir.<ref name="Gehring"/>


Kambriyen patlaması boyunca, gözün evrimi süratle ivme kazanmış ve görüntü işleme ve ışığın yönünü tespit etmede radikal gelişimler göstermiştir.<ref>Conway-Morris, S. (1998). The Crucible of Creation. Oxford: Oxford University Press</ref>
Kambriyen patlaması boyunca, gözün evrimi süratle ivme kazanmış ve görüntü işleme ve ışığın yönünü tespit etmede radikal gelişimler göstermiştir.<ref>Conway-Morris, S. (1998). The Crucible of Creation. Oxford: Oxford University Press</ref>


[[Dosya:Nautilus pompilius (head).jpg|thumb|sol|200px|İlkel [[notilus]] göz fonksiyonları, [[iğne deliği kamera]]nınkine benzer]]
[[Dosya:Nautilus pompilius (head).jpg|küçükresim|sol|upright=0.91|İlkel [[notilus]] göz fonksiyonları, [[iğne deliği kamera]]nınkine benzer]]


İğne deliği kamera tipindeki göz, önce bir çanağa, ardından bir odacığa doğru derinleşen bir oyuk şeklinde gelişmiştir. Giriş açıklığının daralamasıyla birlikte organizma, temiz bir yön ve şekil algılamasına imkân veren gerçek bir görüntüleme becerisi edinmiştir. [[Kornea]]dan ve [[mercek]]ten yoksun olan bu tip gözler [[notilus]]larda bulunur. [[Çözünürlük (optik ve elektronik)|Çözünürlükleri]] zayıftır, görüntü pusludur. Ama yine de gözbeneklerine göre çok daha gelişkindirler.<ref>[[Richard Dawkins]] 1986. ''[[Kör saatçi]]''</ref>
İğne deliği kamera tipindeki göz, önce bir çanağa, ardından bir odacığa doğru derinleşen bir oyuk şeklinde gelişmiştir. Giriş açıklığının daralamasıyla birlikte organizma, temiz bir yön ve şekil algılamasına imkân veren gerçek bir görüntüleme becerisi edinmiştir. [[Kornea]]dan ve [[mercek]]ten yoksun olan bu tip gözler [[notilus]]larda bulunur. [[Çözünürlük (optik ve elektronik)|Çözünürlükleri]] zayıftır, görüntü pusludur. Ama yine de gözbeneklerine göre çok daha gelişkindirler.<ref>[[Richard Dawkins]] 1986. ''[[Kör saatçi]]''</ref>
66. satır: 66. satır:
Şeffaf hücrelerin oluşturduğu şişkinlik organizmayı [[Bulaşıcı hastalık|bulaşımdan]] ve [[parazit]] istilasından korur. Artık ayrı bir bölüm olan odacığın içinde kalanlar, yavaş yavaş, renk filtreleme, daha yüksek [[kırılma indisi]], [[morötesi]] ışınımı bloke etmek veya [[su]] içinde ve dışında iş görebilme gibi optimizasyonlar için şeffaf bir salgı şekline özelleşebildi. Bazı [[Sınıf (biyoloji)|sınıflarda]], bu tabakanın organizmanın kabuk ya da deri değiştirme alışkanlıklarıyla ilgili olabileceği düşünülmektedir.
Şeffaf hücrelerin oluşturduğu şişkinlik organizmayı [[Bulaşıcı hastalık|bulaşımdan]] ve [[parazit]] istilasından korur. Artık ayrı bir bölüm olan odacığın içinde kalanlar, yavaş yavaş, renk filtreleme, daha yüksek [[kırılma indisi]], [[morötesi]] ışınımı bloke etmek veya [[su]] içinde ve dışında iş görebilme gibi optimizasyonlar için şeffaf bir salgı şekline özelleşebildi. Bazı [[Sınıf (biyoloji)|sınıflarda]], bu tabakanın organizmanın kabuk ya da deri değiştirme alışkanlıklarıyla ilgili olabileceği düşünülmektedir.


Gözlerin, [[elektromanyetik tayf]]taki kısa [[Dalgaboyu|dalgaboylarını]] algılayacak şekilde özelleşmelerinin sebebi, ışığa duyarlılık geliştiren ilk türlerin [[sucul]] olması ve [[Görünür ışık|görünür ışığın]] su içinde ilerleyebilen en belirgin dalgaboyu olması gibi görünmektedir. Suyun ışığı filtreleme özelliği bitkilerin ışığa duyarlılığını da etkilemiştir.<ref>Fernald, Russell D. (2001). [http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_1.htm The Evolution of Eyes: Why Do We See What We See?] ''Karger Gazette'' 64: "The Eye in Focus".</ref><ref>Fernald, Russell D. (1998). ''Aquatic Adaptations in Fish Eyes''. New York, Springer.</ref><ref>Fernald, RD. The evolution of eyes, Journal: Brain Behav. Evol., volume=50, issue=4, pages=253–9, 1997</ref>
Gözlerin, [[elektromanyetik tayf]]taki kısa [[Dalgaboyu|dalgaboylarını]] algılayacak şekilde özelleşmelerinin sebebi, ışığa duyarlılık geliştiren ilk türlerin [[sucul]] olması ve [[Görünür ışık|görünür ışığın]] su içinde ilerleyebilen en belirgin dalgaboyu olması gibi görünmektedir. Suyun ışığı filtreleme özelliği bitkilerin ışığa duyarlılığını da etkilemiştir.<ref>Fernald, Russell D. (2001). [http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_1.htm The Evolution of Eyes: Why Do We See What We See?] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20060319045945/http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_1.htm |tarih=19 Mart 2006 }} ''Karger Gazette'' 64: "The Eye in Focus".</ref><ref>Fernald, Russell D. (1998). ''Aquatic Adaptations in Fish Eyes''. New York, Springer.</ref><ref>Fernald, RD. The evolution of eyes, Journal: Brain Behav. Evol., volume=50, issue=4, pages=253–9, 1997</ref>


=== Mercek oluşumu ve farklılaşma ===
=== Mercek oluşumu ve farklılaşma ===


[[Dosya:Focus in an eye.svg|thumb|300px|sol|Uzaktaki ve yakındaki bir nesneden gelen ışığın [[Mercek|merceğin]] eğriliğini değiştirmek suretiyle odaklanması.]]
[[Dosya:Focus in an eye.svg|küçükresim|upright=1.36|sol|Uzaktaki ve yakındaki bir nesneden gelen ışığın [[Mercek|merceğin]] eğriliğini değiştirmek suretiyle odaklanması.]]


Canlılar dünyasında birbirinden bağımsız olarak evrilmiş bir dizi mercek tipi mevcuttur. Basit çukurlu gözlerde mercekler, muhtemelen [[retina]]ya düşen [[ışık]] miktarını arttırmak için gelişti. Mercekli basit gözlere sahip bir erken dönem [[lobopod]]unun odak uzaklığı görüntüyü retinanın arkasına odaklıyordu, bu nedenle görüntünün hiçbir kısmı odaklanamadığı için mevcut ışık yoğunluğu organizmaya yaşamak için daha derin (ve daha karanlık) suları seçme olanağı sağlamıştır.<ref>Schoenemann, 2008: "Merceğin kırınım indeksinde sonradan ortaya çıkan bir artış, muhtemelen odak içinde kalan bir görüntünün oluşmasıyla sonuçlandı."</ref>
Canlılar dünyasında birbirinden bağımsız olarak evrilmiş bir dizi mercek tipi mevcuttur. Basit çukurlu gözlerde mercekler, muhtemelen [[retina]]ya düşen [[ışık]] miktarını artırmak için gelişti. Mercekli basit gözlere sahip bir erken dönem [[lobopod]]unun odak uzaklığı görüntüyü retinanın arkasına odaklıyordu, bu nedenle görüntünün hiçbir kısmı odaklanamadığı için mevcut ışık yoğunluğu organizmaya yaşamak için daha derin (ve daha karanlık) suları seçme olanağı sağlamıştır.<ref>Schoenemann, 2008: "Merceğin kırınım indeksinde sonradan ortaya çıkan bir artış, muhtemelen odak içinde kalan bir görüntünün oluşmasıyla sonuçlandı."</ref>


Kamera tipi gözlerin evrimi muhtemelen başka bir yörüngede cereyan etti. İğne deliği gözün üzerindeki şeffaf hücreler, aralarında bir sıvı bulunan iki katmana ayrıldı.{{kaynak göster}} Bu sıvı aslında, toplam kalınlığın artmasını ve böylece mekanik koruma da sağlayan; [[oksijen]], besin maddeleri, atıklar ve [[bağışıklık]] fonksiyonları için kullanılan bir dolaşım sıvısı olarak iş görüyordu. Ayrıca katı ve sıvı maddeler arasındaki çoklu arayüzleri, daha geniş görüş açıları ve daha büyük çözünürlük sağlayarak optik gücü arttırmaktadır. Tabakaların ayrılması, deri değiştirmeyle alakalı olarak da ortaya çıkmış ve hücreler arası sıvı da ortaya çıkan bu boşluğu doldurmuş olabilir.{{kaynak göster}}
Kamera tipi gözlerin evrimi muhtemelen başka bir yörüngede cereyan etti. İğne deliği gözün üzerindeki şeffaf hücreler, aralarında bir sıvı bulunan iki katmana ayrıldı.{{Kaynak belirt}} Bu sıvı aslında, toplam kalınlığın artmasını ve böylece mekanik koruma da sağlayan; [[oksijen]], besin maddeleri, atıklar ve [[bağışıklık]] fonksiyonları için kullanılan bir dolaşım sıvısı olarak iş görüyordu. Ayrıca katı ve sıvı maddeler arasındaki çoklu arayüzleri, daha geniş görüş açıları ve daha büyük çözünürlük sağlayarak optik gücü artırmaktadır. Tabakaların ayrılması, deri değiştirmeyle alakalı olarak da ortaya çıkmış ve hücreler arası sıvı da ortaya çıkan bu boşluğu doldurmuş olabilir.{{Kaynak belirt}}


[[Dosya:Krilleyekils.jpg|sağ|thumb|200px|[[Antartika krili]]nin bileşik gözü]]
[[Dosya:Krilleyekils.jpg|sağ|küçükresim|upright=0.91|[[Antarktika krili]]nin bileşik gözü]]


[[Omurgalılar]]da mercekler, yüksek yoğunlukta [[kristalin]] proteini içeren [[epitel]] hücrelerinden oluşur. Gelişimin [[embriyo]] basamağında mercek canlı bir [[doku]]dur. Ancak hücre mekanizması, şeffaf olmamasından ötürü, organizmanın görme becerisi kazanabilmesi için dışarı atılmalıdır. Mekanizmanın dışarı atılması demek, merceğin, organizmanın ömrü boyunca kullanılabilecek kadar kristalinle paketlenmiş ölü hücrelerden oluşması demektir. Merceği kullanılabilir kılan [[kırılma indisi]] gradienti, merceğin değişik parçalarının mevcut kristalin konsantrasyonundaki radyal değişim sayesindedir. Buradaki püf noktası kristalinin varlığı değil, merceği kullanılabilir yapan nispi dağılımıdır.<ref>Fernald, Russell D. (2001). [http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_4.htm The Evolution of Eyes: Where Do Lenses Come From?] ''Karger Gazette'' 64: "The Eye in Focus".</ref>
[[Omurgalılar]]da mercekler, yüksek yoğunlukta [[kristalin]] proteini içeren [[epitel]] hücrelerinden oluşur. Gelişimin [[embriyo]] basamağında mercek canlı bir [[doku]]dur. Ancak hücre mekanizması, şeffaf olmamasından ötürü, organizmanın görme becerisi kazanabilmesi için dışarı atılmalıdır. Mekanizmanın dışarı atılması demek, merceğin, organizmanın ömrü boyunca kullanılabilecek kadar kristalinle paketlenmiş ölü hücrelerden oluşması demektir. Merceği kullanılabilir kılan [[kırılma indisi]] gradienti, merceğin değişik parçalarının mevcut kristalin konsantrasyonundaki radyal değişim sayesindedir. Buradaki püf noktası kristalinin varlığı değil, merceği kullanılabilir yapan nispi dağılımıdır.<ref>Fernald, Russell D. (2001). [http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_4.htm The Evolution of Eyes: Where Do Lenses Come From?] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20060319050210/http://www.karger.com/gazette/64/fernald/art_1_4.htm |tarih=19 Mart 2006 }} ''Karger Gazette'' 64: "The Eye in Focus".</ref>


Bir [[akıllı tasarım]] taraftarı olan [[David Berlinski]], bu hesaplamaların dayandığı temeli sorgulamış<ref>Berlinski, David (April 2001). Commentary magazine</ref> ancak Berlinski'nin bu eleştirileri, hesaplamaların olduğu orijinal çalışmanın yazarı tarafından çürütülmüştür.<ref>Nilsson, Dan-E. [http://www.talkreason.org/articles/blurred.cfm#lund Beware of Pseudo-science: a response to David Berlinski's attack on my calculation of how long it takes for an eye to evolve]</ref><ref>[http://www.pbs.org/wgbh/evolution/library/01/1/l_011_01.html "Evolution of the Eye" on PBS]</ref>
Bir [[akıllı tasarım]] taraftarı olan [[David Berlinski]], bu hesaplamaların dayandığı temeli sorgulamış<ref>Berlinski, David (April 2001). Commentary magazine</ref> ancak Berlinski'nin bu eleştirileri, hesaplamaların olduğu orijinal çalışmanın yazarı tarafından çürütülmüştür.<ref>Nilsson, Dan-E. [http://www.talkreason.org/articles/blurred.cfm#lund Beware of Pseudo-science: a response to David Berlinski's attack on my calculation of how long it takes for an eye to evolve] {{Webarşiv|url=https://web.archive.org/web/20190521125555/http://www.talkreason.org/articles/blurred.cfm#lund |tarih=21 Mayıs 2019 }}</ref><ref>{{Web kaynağı |url=http://www.pbs.org/wgbh/evolution/library/01/1/l_011_01.html |başlık="Evolution of the Eye" on PBS |erişimtarihi=31 Temmuz 2009 |arşivurl=https://web.archive.org/web/20171125000606/http://www.pbs.org/wgbh/evolution/library/01/1/l_011_01.html |arşivtarihi=25 Kasım 2017 |ölüurl=hayır }}</ref>


== Dipnotlar ==
== Dipnotlar ==
<div class="references-small">
<div class="references-small">
:A.&nbsp;{{note|Paley}}1802 yılında, [[William Paley]] gözün bir [[tasarım]] [[mucize]]si olduğu ileri sürmüştü.
:A.&nbsp;{{not|Paley}}1802 yılında, [[William Paley]] gözün bir [[tasarım]] [[mucize]]si olduğu ileri sürmüştü.
:B.&nbsp;{{note|Kesin sayı}}Kesin sayı yazardan yazara farklılık göstermektedir.
:B.&nbsp;{{not|Kesin sayı}}Kesin sayı yazardan yazara farklılık göstermektedir.
</div>
</div>


== Kaynakça ==
== Kaynakça ==
{{kaynakça|2}}
{{kaynakça|2}}

{{Portal|Evrimsel biyoloji}}


{{Evrim}}
{{Evrim}}

09.33, 19 Eylül 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli.

Gözün evriminin önemli aşamaları.

Gözün evrimi, taksonlarda geniş ölçekte rastlanan özel bir homolog organ örneği olarak anlamlı bir çalışma konusudur. Gözün görsel pigmentler gibi bazı bileşenleri ortak bir atadan geliyor gibidir. Yani bu pigmentler, hayvanlar farklı dallara ayrılmadan evvel evrimlerini tamamlamıştır. Bununla birlikte görüntü oluşturma yeteneğine sahip, karmaşık gözler, aynı proteinler ve genetik malzeme kullanılarak[1][2] birbirinden bağımsız olarak 50 ila 100 kere evrimleşmiştir.[3]

Karmaşık gözler ilk kez 542 milyon yıl önce Kambriyen patlaması olarak adlandırılan süratli türleşme döneminde evrilmiş görünmektedir. Kambriyen öncesinde gözlerin varlığına dair herhangi bir kanıt yoktur ancak Orta Kambriyen devrinde Burgess shale olarak bilinen fosil yatağında geniş bir çeşitlilik gözlendiği açıktır.

Gözler, ait oldukları organizmaların ihtiyaçlarını karşılayan çok sayıda adaptasyon sergiler. Keskinlikleri, tespit edebildikleri dalgaboyu aralığı, az ışık seviyelerindeki hassasiyetleri, hareketi yakalama, nesneleri seçebilme ve renkleri ayırt etme becerileri bakımından farklılıklar gösterebilir.

İnsan gözü, iris tabakası

1802 yılından bu yana, göz gibi karmaşık bir yapının doğal seçilim yoluyla evrimini izah etmenin zor olduğu söylenegelmektedir.[A] Charles Darwin de, Türlerin Kökeni’nde, doğal seçilim yoluyla gözün evriminin ilk bakışta son derece saçma geldiğini yazar. Ancak yine de bunu hayal etmenin güçlüğüne rağmen açıklamaya girişir, ki bu açıklama son derece makuldur:

...kusursuz ve karmaşık bir göz ile kusurlu ve basit bir göz arasında, her biri sahibine yarar sağlayan sayısız aşama bulunduğu; dahası gözün çok az bile olsa değiştiği ve bu değişimler sonraki kuşaklara miras kaldığı, ki zaten durum budur ve organdaki herhangi bir değişim ya da modifikasyonun değişen yaşam koşulları altındaki bir hayvana fayda sağladığı gösterilirse, hayal gücümüz kabul etmekte ne kadar zorlanırsa zorlansın, kusursuz ve karmaşık bir gözün doğal seçilim tarafından biçimlendirilmiş olabileceğine inanmaktaki güçlük, geçerliliğini yitirir.[4]

Halen mevcut olan ara evrim basamaklarından örnekler vererek “başka herhangi bir düzenek içermeyen, yalnızca pigmentle kaplı bir optik sinir”den “az çok yüksek bir kusursuzluk düzeyine” doğru bir değişim olduğunu ileri sürer.[4]

Darwin’in düşüncesi bir süre sonra doğrulanır. Mevcut çalışmalar, gözün gelişimi ve evriminden sorumlu genetik mekanizmaların araştırılması üzerinedir.

İlk göz fosilleri, bundan yaklaşık 540 milyon yıl önce, Kambriyen Devri’nin başlarında ortaya çıktı.[5] Bu devirde, Kambriyen patlaması olarak adlandırılan gözle görünür hızlı bir evrimleşme süreci yaşandı. Bu çeşitlenmenin “nedenleri” için ileri sürülen pek çok hipotezden birisi de Andrew Parker’ın “Elektrik düğmesi” teorisidir. Bu teoriye göre gözün evrimi canlılar arasında bir silahlanma yarışını tetiklemiş, bu da hızlı bir evrimleşme sürecinin önünü açmıştır.[6] Bundan önce organizmalar ışığa karşı duyarlılıktan yararlanmış olabilirler ancak görme duyusunu hızlı hareket ve yön bulma için kullandıklarına dair bir kanıt yoktur.

Kambriyen Deviri’nin ilk dönemine dair fosil kayıtları son derece zayıf olduğu için gözün evrim hızını belirlemek zordur. Doğal seçilime maruz kalan küçük mutasyonlardan başka bir şey gerektirmeyen basit (bir) modelleme ilkel bir optik duyu organından insandaki gibi karmaşık bir gözün, birkaç yüz bin yılda evrilebileceğini göstermektedir.[7]

Köken sayısı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Gözün bir kerede mi, yoksa birbirinden bağımsız birçok soyoluş dalında mı evrildiği tartışma konusudur. Gözün gelişimine katılan genetik mekanizma göze sahip bütün organizmalarda ortaktır. Görme duyusu için organizmada hazır bulunması gereken tek şey görme pigmentindeki A vitaminine bağlı kromoforlardır ve bu molekül parçaları bakterilerde de bulunur. Fotoreseptör hücreler de, moleküler açıdan benzer kemoreseptörler ve muhtemelen Kambriyen patlamasından çok önceleri de var olan ışığa duyarlı hücrelerden birden fazla kere evrimleşmiş olabilir.[8]

Işığa duyarlı bütün organlar, opsinler olarak adlandırılan bir protein grubunu kullanan fotoreseptör sistemlerine dayalı olarak çalışır. Yedi opsin alt grubunun tümü, hayvanların son ortak atasında zaten bulunuyordu. Dahası, gözleri konumlandıran genetik malzeme bütün hayvanlarda ortaktır: Farelerden tutun insanlara ve meyve sineklerine varıncaya kadar bütün gözlü organizmalarda gözün gelişeceği yeri PAX6 geni kontrol eder.[9][10][11] Bununla birlikte bu ana kontrol genleri, modern hayvanlarda kontrol ettikleri yapıların çoğundan çok daha eski olsalar gerektir ve muhtemelen başka bir amaç için seçilmiştir.

Duyu organları muhtemelen beyinden daha önce evrildi. Çünkü işleyecek bilgi olmadan bu bilgiyi işleyecek bir organa gerek yoktur.[12]

Gözün evriminin aşamaları

[değiştir | kaynağı değiştir]
Öglenada ışığa duyarlı beneği, stigma (2) gizler.

Gözün en erken atası, tekhücreli organizmalarda bile bulunan gözbeneği denilen ışığa duyarlı fotoreseptör proteinlerdi. Gözbenekleri yalnızca çevredeki parlaklığı hissedebilir: Işığı karanlıktan ayırt edebilirler ki bu fotoperiyodizm ve 24 saatlik tempoya bağlı günlük senkronizasyon için yeterlidir. Ancak şekilleri ayırt edemedikleri ve ışığın yönünü belirleyemedikleri için görme duyusu oluşturmakta yetersizdirler. Gözbenekleri hemen hemen tüm büyük hayvan gruplarında bulunur ve öglena dahil, tekhücreli organizmalarda ortaktır. Öglenanın göz bebeğine stigma denir ve hücrenin ön tarafında bulunur. Bu, bir dizi ışığa duyarlı kristalin üzerini örten kırmızı pigment içeren küçük bir benektir. Hareketi sağlayan kamçıyla birlikte gözbeneği, organizmanın ışığa göre konum alabilmesine olanak verir. Bu, genelde, fotosentezi kolaylaştımak için ışığa yönelim şeklindedir.[13] Gözbeneği gece ve gündüzü ayırt eder ki bu 24 saatlik yaşam ritmi oluşturmadaki temel işlevdir. Daha karmaşık organizmalarda görsel pigmentler beyindedir ve yumurtlamayı ayın çevrimleriyle senkronize etmekte rol oynadıkları sanılmaktadır. Organizmalar, üreme oranını en üst düzeye çekebilmek için, sperm ve yumurta salımını gece vakti ışık miktarındaki küçük değişimleri tespit ederek senkronize ediyor olabilir.

Görme duyusu, bütün gözlerde ortak olan temel bir biyokimyasal sürece dayanır. Bununla birlikte bir organizmanın çevresel özelliklerini yorumlamak için bu biyokimyasal mekanizmanın kullanılış biçimleri büyük farklılıklar gösterir: Gözler son derece farklı yapılarda ve farklı biçimlerdedir. Hepsi de mekanizmanın temelini oluşturan protein ve moleküllere kıyasla oldukça geç evrimleşmiştir.[13]

Hücresel düzeyde bakıldığında iki temel göz “tasarımı” var gibidir: ilkin ağızlıların (yumuşakçalar, halkalı solucanlar ve eklem bacaklılar) gözleri ve ikincil ağızlıların (omurgalılar ve derisi dikenliler) gözleri.[13]

Gözün işlevsel birimi, opsin proteinleri içeren ve sinirsel bir impuls başlatarak ışığa tepki veren reseptör hücredir. Işığa duyarlı opsinler, yüzey alanını maksimuma çıkarmak için tüysü bir katman üzerine borne. Bu “tüylerin” doğası üst şubelere göre farklılık gösterir: İlkin ağızlılarda hücre duvarının uzantısı, mikrovilüs şeklindedirler. Ancak ikincil ağızlılarda, bağımsız yapılar olan sillerden türemişlerdir.[13]

Bu bir tür sadeleşmeye benzemektedir zira bazı mikrovilüsler, sil benzeri oluşumlara sahiptir. Ancak başka gözlemler, ilkin ağızlılarla ikincil ağızlılar arasında kökten bir fark olduğu fikrini desteklemektedir.[13] Bu hususlar hücrelerin ışığa verdiği tepki üzerine odaklanmaktadır. Sinirsel impulsu oluşturacak elektrik sinyalini tetiklemek için bazılarında sodyum, bazılarında da potasyum kullanmaktadır. Dahası, ilkin ağızlılar genel olarak, hücre duvarlarından daha fazla sodyumun geçmesine izin vererek sinyal oluşturur. İkincil ağızlılarsa daha azını geçirerek sinyal oluşturur.[13]

Buna göre, Prekambriyen devrinde iki dal birbirinden ayrıldığında, birbirinden bağımsız olarak daha karmaşık gözlere doğru gelişen son derece ilkel ışık reseptörlerine sahiplerdi.

Gözün temel ışık işleme birimi, ince bir zar içinde iki molekül barındıran özelleşmiş bir fotoreseptör hücredir. Bu moleküller kromoforu çevreleyen, ışığa duyarlı opsin proteini ve renkleri ayırt eden bir pigmenttir. Bu tip hücre gruplarına “gözbeneği” denir ve bu hücre grupları 40 ila 65 arası bir sayıyla ifade edilebilecek kere birbirlerinden bağımsız olarak evrimleşmiştir. Bu gözbenekleri, hayvanların, ışığın yönünü ve şiddetini son derece basit bir düzeyde algılamalarına imkân tanır. Bu algı, bir mağaranın içinde, güvende olduklarını bilmelerine yetecek, ancak nesneleri çevrelerinden ayırt etmeye yetmeyecek düzeydedir.[13]

Işığın yönünü yaklaşık olarak ayırt edebilecek optik bir sistem geliştirmek, çok daha zordur ve otuz küsur şubenin[B] sadece altısında bu tip bir sistem vardır. Bununla birlikte, bu şubeler yaşayan canlıların % 96’sına karşılık gelir.[13]

Planaryalar, az da olsa ışığın yönünü ayırt edebilen, çanak şeklinde gözbeneklerine sahiptir.

Bu karmaşık optik sistemler, çokhücreli göz lekeleri olarak yolculuklarına başlamış, daha sonra adım adım çanak şekli alacak biçimde içe göçmüştür. Bu sayede öncelikle parlaklığın yönünü belirleyebilme becerisini kazanmışlardır. Sonraları çukur derinleştikçe bu beceri gittikçe daha da sofistike hâle gelmiştir. Düz göz lekeleri ışığın yönünü belirlemede yetersizdi, zira bir ışık ışını, hangi yönden gelirse gelsin, aynı ışığa duyarlı hücre grubunu aktive edecektir. Öte yandan çukurlu gözlerin çanağa benzeyen biçimi, geliş açısına göre ışığın, üzerine düştüğü hücrelerin farklı olması sayesinde sınırlı da olsa yön tayini yapmaya izin verecekti. Kambriyen devrinde ortaya çıkan çukurlu gözler, o dönemki salyangozlarda görülmekteydi. Hâlâ varlıklarını sürdüren bazı salyangozlarda ve planaryalar gibi omurgasızlarda da mevcuttur. Planarya, çanak biçimindeki, bol pigmentli retina hücreleri yüzünden, ışın yönünü ve şiddetini çok az belirleyebilir. Bu hücreler, ışığın girmesi için sadece bir açıklık bırakacak şekilde ışığa duyarlı hücrelerin önünü kapatır. Bununa birlikte, bu proto-göz, daha çok ışığın yönünden ziyade varlığını ya da yokluğunu tespit etmede yararlıdır. Göz çukuru derinleşip fotoreseptör hücrelerin sayısı arttıkça bu durum daha kusursuz görsel bilgi elde etmeye doğru adım adım değişir.[14]

Geliş açısına bağlı olarak ışık ışını göz çukurunda farklı hücreleri aktive eder.

Bir foton, kromofor tarafından emildiğinde, kimyasal bir reaksiyon, fotonun enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesine ve yüksek hayvanlarda sinir sistemine aktarılmasını sağlar. Bu fotoreseptör hücreler, retinanın bir kısmını oluşturur. Bu kısım, görsel bilgiyi,[15] bunun yanı sıra vücut saati için gerekli gün uzunluğu ve ışık bilgisini beyne ileten ince bir hücre tabakasıdır. Bununla birlikte Cladonema gibi bazı denizanalarının oldukça ayrıntılı gözleri vardır, ancak beyinleri yoktur. Bu canlılarda gözler, bilgiyi, herhangi bir ara işleme tabii tutmadan doğrudan kaslara gönderir.[12]

Kambriyen patlaması boyunca, gözün evrimi süratle ivme kazanmış ve görüntü işleme ve ışığın yönünü tespit etmede radikal gelişimler göstermiştir.[16]

İlkel notilus göz fonksiyonları, iğne deliği kameranınkine benzer

İğne deliği kamera tipindeki göz, önce bir çanağa, ardından bir odacığa doğru derinleşen bir oyuk şeklinde gelişmiştir. Giriş açıklığının daralamasıyla birlikte organizma, temiz bir yön ve şekil algılamasına imkân veren gerçek bir görüntüleme becerisi edinmiştir. Korneadan ve mercekten yoksun olan bu tip gözler notiluslarda bulunur. Çözünürlükleri zayıftır, görüntü pusludur. Ama yine de gözbeneklerine göre çok daha gelişkindirler.[17]

Şeffaf hücrelerin oluşturduğu şişkinlik organizmayı bulaşımdan ve parazit istilasından korur. Artık ayrı bir bölüm olan odacığın içinde kalanlar, yavaş yavaş, renk filtreleme, daha yüksek kırılma indisi, morötesi ışınımı bloke etmek veya su içinde ve dışında iş görebilme gibi optimizasyonlar için şeffaf bir salgı şekline özelleşebildi. Bazı sınıflarda, bu tabakanın organizmanın kabuk ya da deri değiştirme alışkanlıklarıyla ilgili olabileceği düşünülmektedir.

Gözlerin, elektromanyetik tayftaki kısa dalgaboylarını algılayacak şekilde özelleşmelerinin sebebi, ışığa duyarlılık geliştiren ilk türlerin sucul olması ve görünür ışığın su içinde ilerleyebilen en belirgin dalgaboyu olması gibi görünmektedir. Suyun ışığı filtreleme özelliği bitkilerin ışığa duyarlılığını da etkilemiştir.[18][19][20]

Mercek oluşumu ve farklılaşma

[değiştir | kaynağı değiştir]
Uzaktaki ve yakındaki bir nesneden gelen ışığın merceğin eğriliğini değiştirmek suretiyle odaklanması.

Canlılar dünyasında birbirinden bağımsız olarak evrilmiş bir dizi mercek tipi mevcuttur. Basit çukurlu gözlerde mercekler, muhtemelen retinaya düşen ışık miktarını artırmak için gelişti. Mercekli basit gözlere sahip bir erken dönem lobopodunun odak uzaklığı görüntüyü retinanın arkasına odaklıyordu, bu nedenle görüntünün hiçbir kısmı odaklanamadığı için mevcut ışık yoğunluğu organizmaya yaşamak için daha derin (ve daha karanlık) suları seçme olanağı sağlamıştır.[21]

Kamera tipi gözlerin evrimi muhtemelen başka bir yörüngede cereyan etti. İğne deliği gözün üzerindeki şeffaf hücreler, aralarında bir sıvı bulunan iki katmana ayrıldı.[kaynak belirtilmeli] Bu sıvı aslında, toplam kalınlığın artmasını ve böylece mekanik koruma da sağlayan; oksijen, besin maddeleri, atıklar ve bağışıklık fonksiyonları için kullanılan bir dolaşım sıvısı olarak iş görüyordu. Ayrıca katı ve sıvı maddeler arasındaki çoklu arayüzleri, daha geniş görüş açıları ve daha büyük çözünürlük sağlayarak optik gücü artırmaktadır. Tabakaların ayrılması, deri değiştirmeyle alakalı olarak da ortaya çıkmış ve hücreler arası sıvı da ortaya çıkan bu boşluğu doldurmuş olabilir.[kaynak belirtilmeli]

Antarktika krilinin bileşik gözü

Omurgalılarda mercekler, yüksek yoğunlukta kristalin proteini içeren epitel hücrelerinden oluşur. Gelişimin embriyo basamağında mercek canlı bir dokudur. Ancak hücre mekanizması, şeffaf olmamasından ötürü, organizmanın görme becerisi kazanabilmesi için dışarı atılmalıdır. Mekanizmanın dışarı atılması demek, merceğin, organizmanın ömrü boyunca kullanılabilecek kadar kristalinle paketlenmiş ölü hücrelerden oluşması demektir. Merceği kullanılabilir kılan kırılma indisi gradienti, merceğin değişik parçalarının mevcut kristalin konsantrasyonundaki radyal değişim sayesindedir. Buradaki püf noktası kristalinin varlığı değil, merceği kullanılabilir yapan nispi dağılımıdır.[22]

Bir akıllı tasarım taraftarı olan David Berlinski, bu hesaplamaların dayandığı temeli sorgulamış[23] ancak Berlinski'nin bu eleştirileri, hesaplamaların olduğu orijinal çalışmanın yazarı tarafından çürütülmüştür.[24][25]

A. ^1802 yılında, William Paley gözün bir tasarım mucizesi olduğu ileri sürmüştü.
B. ^Kesin sayı yazardan yazara farklılık göstermektedir.
  1. ^ Kozmik, Z (2003). "Role of Pax Genes in Eye Evolution A Cnidarian PaxB Gene Uniting Pax2 and Pax6 Functions". Developmental Cell. Cilt 5. ss. 773-785. doi:10.1016/S1534-5807(03)00325-3. 
  2. ^ Land, M.F. and Nilsson, D.-E., Animal Eyes, Oxford University Press, Oxford (2002).
  3. ^ Haszprunar (1995). "The mollusca: Coelomate turbellarians or mesenchymate annelids?". in Taylor. Origin and evolutionary radiation of the Mollusca : centenary symposium of the Malacological Society of London. Oxford: Oxford Univ. Press.
  4. ^ a b Darwin, Charles (1859). Türlerin Kökeni.
  5. ^ Parker, Andrew R. (2009). "On the origin of optics". Optics & Laser Technology.
  6. ^ Parker, Andrew (2003). In the Blink of an Eye: How Vision Sparked the Big Bang of Evolution. Cambridge, MA: Perseus Pub.
  7. ^ Nilsson, D-E; Pelger S (1994). "A pessimistic estimate of the time required for an eye to evolve". Proc R Soc Lond B 256: 53–58.
  8. ^ Nilsson, D.E. (1996) Eye ancestry: old genes for new eyes 27 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  9. ^ Halder, G., Callaerts, P. and Gehring, W.J. (1995). "New perspectives on eye evolution." Curr. Opin. Genet. Dev. 5 (pp. 602–609).
  10. ^ Halder, G., Callaerts, P. and Gehring, W.J. (1995). "Induction of ectopic eyes by targeted expression of the eyeless gene in Drosophila". Science 267 (pp. 1788–1792).
  11. ^ Tomarev, S.I., Callaerts, P., Kos, L., Zinovieva, R., Halder, G., Gehring, W., and Piatigorsky, J. (1997). "Squid PAX-6 and eye development." Proc. Natl. Acad. Sci. USA, 94 (pp. 2421–2426).
  12. ^ a b Gehring, W. J. (13 January 2005). New Perspectives on Eye Development and the Evolution of Eyes and Photoreceptors 10 Mayıs 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Full text). Journal of Heredity (Oxford Journals) 96 (3): 171–184.
  13. ^ a b c d e f g h M F Land; R D Fernald (1992). "The Evolution of Eyes". Annual Review of Neuroscience 15: 1–29.
  14. ^ "Eye-Evolution?". 15 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2009. 
  15. ^ Fernald, Russell D. (2001) The Evolution of Eyes: How Do Eyes Capture Photons? 19 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Karger Gazette 64: "The Eye in Focus".
  16. ^ Conway-Morris, S. (1998). The Crucible of Creation. Oxford: Oxford University Press
  17. ^ Richard Dawkins 1986. Kör saatçi
  18. ^ Fernald, Russell D. (2001). The Evolution of Eyes: Why Do We See What We See? 19 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Karger Gazette 64: "The Eye in Focus".
  19. ^ Fernald, Russell D. (1998). Aquatic Adaptations in Fish Eyes. New York, Springer.
  20. ^ Fernald, RD. The evolution of eyes, Journal: Brain Behav. Evol., volume=50, issue=4, pages=253–9, 1997
  21. ^ Schoenemann, 2008: "Merceğin kırınım indeksinde sonradan ortaya çıkan bir artış, muhtemelen odak içinde kalan bir görüntünün oluşmasıyla sonuçlandı."
  22. ^ Fernald, Russell D. (2001). The Evolution of Eyes: Where Do Lenses Come From? 19 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Karger Gazette 64: "The Eye in Focus".
  23. ^ Berlinski, David (April 2001). Commentary magazine
  24. ^ Nilsson, Dan-E. Beware of Pseudo-science: a response to David Berlinski's attack on my calculation of how long it takes for an eye to evolve 21 Mayıs 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  25. ^ ""Evolution of the Eye" on PBS". 25 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2009.