İçeriğe atla

Şeriat

Vikipedi, özgür ansiklopedi
19.15, 13 Eylül 2020 tarihinde Koavf (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 23245111 numaralı sürüm (→‎İbadet ve dini uygulamaların etkileri)

Şeriat (Arapça: الشريعة), İslam hukuku anlamında İslam'da farz kabul edilen ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili, dinî hukuka ait tüm kavram ve kurallara verilen isimdir. Fıkıh ise şeriatta bu kanun ve kuralların teorik ve pratik uygulama çalışmaları ile ilgilenen, bir anlamda şeriatın ne olduğunu belirleyen çalışmalara verilen isimdir. Dini terminolojide şeriat ayet ve hadis gibi dinin kaynağı kabul edilen Allah ve Muhammed'e ait sözlere, fıkıh ise dini otoritelerin bu kaynaklara ait sözlere ve fiiller getirilen yorumlara ve bunun ekollerine işaret eder.

Etimoloji ve kullanım

Şeriat, Arapça bir sözcük olup; "yol, mezhep, metod, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol" anlamına gelir.

Sözcük şerea' (الشر ع) kökünden gelir ve hüküm koymak manasında kullanılır. İslami literatürde Allah’a hüküm koyan anlamında "Şâri-i Hâkim" veya "Şâri-i Mübîn" denildiği de olur.

Şeriat terim olarak; Kur'an âyetleri, Muhammed'in söz ve fiilleri olarak anlaşılan (sünnet/hadis) ve İslâm bilginlerinin görüş ve yorumlarıyla oluşturulan dini kanunlar toplamıdır. Kelimenin diğer karşılığı "İslam hukuku" dur.

Şeriat kelimesi diğer kanunlar için de kullanılmıştır. ("Musa'nın şeriatı", "Zerdüşt şeriatı" vb.) Şeriat sözcüğünün çoğulu "şerâyi"dir.

Şeriatı günlük kullanımda din anlamında ve ona eşdeğer kullananlar olduğu gibi, inanç, ibadet, ahlak eksenli bir yapı olarak kabul ettikleri dinden farklı olarak sadece muamelat ve ukubat ve feraiz den oluşan dini yasa ve hükümler olarak ele alan ilahiyatçılar da bulunmaktadır.

Batıni İslam anlayışında şeriat kapısı seyr-i sülukun ilk ve en düşük mertebesi kabul edilir.

Tarihçe

İslam'da son peygamber olan Muhammed'den önce de birçok peygamber geldiğine, peygamberlerin bazılarının kendi dönemlerine uygun kanunlar ile gönderildiğine, İslam şeriatının da önceki şeriatların bir devamı ve tamamlayıcısı niteliğinde olduğuna, bu şeriatların hükümlerini kaldırdığına, İslam'ın son ilahi din olduğuna inanılması dolayısıyla da İslami hükümlerin kıyamete kadar değişmezliğine inanılır:

"Allah dini doğru tutmanız ve onda ayrılığa düşmemeniz hususunda Nuh'a tavsiye ettiği, sana vahyettiğimiz, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiyede bulunduğumuz dinle ilgili hususları size şerîat olarak koydu." (42:13).

Bununla beraber şeriat hükümleri baştan beri sabit ve değişmez hükümler olarak kalmamıştır. İslam'da nasih ve mensuh konusu baştan beri tartışılagelen bir konudur.[1] Muhammed'in ölümü sonrasında ise Halife Ömer'in Kur'an'da açıkça sayılmasına rağmen zekatın sarf yerlerinden "İslam'a ısındırılması gerekenler" maddesini bugün buna ihtiyaç kalmamıştır gerekçesi ile yürürlükten kaldırması dine dayalı hükümlerin zaman ve şartlara bağlı değişkenliği konusuna getirilen tipik örneklerdendir.

İslam'da en önemli hukuk bilginlerinden olan; Cafer-i Sadık (ö 765), Ebû Hanîfe (ö. 767), Şâfiî (ö. 819), Mâlik b. Enes (ö.795) ve Ahmed b. Hanbel (ö. 855)'in temsil ettiği ekol ve görüşlerin sistemleştirilmesiyle şeriat ve fıkıh mezhepleri ortaya konmuştur. Şer'i deliller, ya da şeriatta hüküm kaynağı kabul edilebilecek kaynaklar başlangıçta sadece Kur'an ve Muhammed'in uygulamaları iken, sonraki dönemlerde köktenci eğilimler dışında gelişen İslam mezheplerinde fıkıhçılar bu kaynakları genişletilerek icma, kıyas, örf, istihsan, akıl (şiilikte) gibi insani, yerel ve dönemsel özellikleri olan yeni hüküm kaynakları tanımlamış ve bu kaynaklara dayalı hükümlerin de şeriatta geçerliliğini vurgulamışlardır.

Daha ileri dönemlerde ise akıl ile nasların hükümlerinin kaldırılabileceği tartışmalarının yapıldığı ve laiklik yönünde adımların atıldığı gelişmeler yaşanmıştır. Türklerin ağırlıklı mezhep önderleri olan Hanefi ve Maturidi anlayışı rivayet ve naslar karşısında aklı ve maslahatı öne alan özellikler taşımaktaydılar. İmam Maturidi, şeriata esas teşkil eden hüküm ayetlerinde, ayetin geçerlilik süresinin (neshi) belirlenmesinde veya geçici bir süreyle uygulamadan kaldırılmasında ve maslahatın belirlenmesinde ölçüt olarak aklı kabul etmiştir.[2] (bkz. İslam ve laiklik)

Harici video
Mustafa Öztürk İslam'da inanç, ibadet ve yasaların dönemsel değişimini 3 örnekle anlatıyor.

Günümüzde Fazlur Rahman Malik, Mustafa Öztürk ve benzer görüşe sahip ilahiyatçılar Kur'an'ın bir din kitabı olmasından hareketle ayetlerin dinin aslından olan iman, ibadet ve ahlak bakımından değerlendirilebileceğini, ahkam ile ilgili ayetlerin değişken töresel ve dönemsel (tarihselcilik) özellikler taşıdığı gerekçesiyle aynen uygulanmasının şekilci ve literalist yaklaşımın bir sonucu olduğu görüşlerini ileri sürmekte ve geleneksel şeriat uygulamalarına karşı çıkmaktadırlar.[3] Kur'an'daki ahkam ayetlerinin yaklaşık %80' döneminin Arabistan örf ve geleneklerini yansıttığı da bu çevrelerde ifade edilmektedir.

TESEV tarafından yapılan sosyal araştırmalarda son yıllarda Türk halkının şeriata olan desteğinin azalmakta olduğunu göstermektedir.[4]

Günümüzde uygulama

Günümüzde İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkeler arasında şeriatı hiçbir şekilde uygulamayan, kısmen veya tamamen uygulayan veya bölgesel farklılıklarla birlikte uygulayan ülkeler bulunur.

  Yargıda şeriatı uygulamayan İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler
  Şeriatı kısmen (kişisel durumlarda: evlilik, boşanma, miras ve velayet) uygulayan, bunun dışında uygulamayanlar
  Şeriat kanunlarını bütünü ile kabul eden ülkeler
  Şeriatı bölgesel farklar gözeterek uygulayan ülkeler

Ayrıca değişik ülkelerde şeriat uygulamalarının ülkeler bazında geçerli olması için mücadele eden İslamcı ve İslamcı köktendinci akımlar, dini eğitim kurumları ve terör grupları bulunmaktadır.

Değerlendirmeler

Sosyolojik kökler açısından şeriat

Kur'an'da önerilen hukuki uygulamalar yeni değilir, aksine İslamiyet öncesi Arap toplumunun örf ve adetleri ile Tevrat'ta bulunan kanunların devamı niteliğindedir.[5] Örneğin faiz yasağı, recm cezası, namaz ve oruç gibi ibadetlerin benzerleri Kur'an'dan önce de var olmuştur.

Hammurabi Kanunları, Akatça çivi yazısı ile yazılmış 282 madde

Şeriat kurallarının bir kısmının bazı inanç esaslarıyla birlikte Sümerler gibi ilk şehir devletlerinin o günün anlayışına uygun şekilde oluşturduğu, insanlar arasında hukuki açıdan hür-köle ve kadın-erkek ayrımı içeren seksist kurallar ve yasalardan etkilenerek oluşturulduğu söylenebilir. Kısas, hırsızın elinin kesilerek cezalandırılması gibi temel ceza yasalarının Hammurabi Kanunları'ndan veya bu kuralları benimseyen Arap topluluklarının uygulamalarından alınarak şeriata konulmuş yasalar olduğu iddiaları[6] üzerinde durulmaya değer konulardandır. Erkeğe iki kadının payının verilmesi[7] ve bir erkeğin şahitliğinin iki kadına eşit olması gibi yasaların da aynı anlayışın türevleri olması mümkündür. İslam'da ilahi bir kaynak olarak kutsanan ve birçok inanç ve uygulaması içselleştirilen Yahudi yasalarının Sümer inançları ve Hammurabi Yasaları'yla bağlantılı olduğu başka araştırmacıların da dikkatini çekmiştir.[8] Bazı batılı araştırmacılar Roma hukukunun hadisler yoluyla birçok açıdan İslam hukukunu etkilediği görüşlerini ileri sürmüşlerdir.[9]

Toplum düzeni ve halk sağlığına etkileri açısından şeriat

Toplum düzenleyici olarak

Nikab giyen kadın
  1. Birden fazla kadın (Kur'an'da yazılana göre en fazla 4) ile nikâh, sınırsız cariye ile ilişki ve Şii Müslümanlıkta süreli nikâh anlamına gelen mut'a nikâhının cinsel yolla bulaşan hastalıkların yaygınlaşmasına katkısı.
  2. Çocuk evliliği: Çocuk istismarı olarak da değerlendirilen,[10] 6-9 yaşlarında[11][12] gerçekleşmesine izin verilen çocuk-yetişkin evliliklerinin çocuk beden gelişimini erken evrede durdurması, erken yüklenen sosyal sorumlulukların çocuk ruh sağlığına olumsuz etkileri.[13]
  3. Ergenlikten itibaren uygulanan zorunlu tesettür ve sıkı mahremiyet kurallarının kadın ve kızların beden ve ruh sağlığı üzerine etkileri: Vücudu sıkı bir şekilde yalıtan giyim ve yaşam tarzının, cilt üzerinde cilt kanserleri ve kuruma gibi dış etkilere karşı vücut üzerinde koruyucu etkiye sahip olduğu düşünülebilir. Yeterli güneş ışınlarından mahrum kalan bir vücudun D vitamini yetersizliği sebebiyle, Ca ve Fosfor emiliminin düşmesiyle bağlantılı büyüme çağındaki kızlarda büyüme geriliği, yetişkinlerde kemik erimesi,[14][15] depresyon, şizofreni, otizm ve alzheimer hastalıklarına yatkınlığının[16] artması mümkündür.

İdeolojik-ayrımcı toplum yapılanmasının etkileri

  1. İnanan ama dini uygulamaları ihmal veya reddettiği için mülhid, fâsık gibi tanımlamalarla aşağılayıcı muameleye (namaz, oruç gibi tapınmaları, kadınlarda tesettür kurallarını ihmal edenlere verilen tâzir cezaları) maruz bırakılanların durumu, şeriat yasalarının kadın-erkek, köle-hür, inanan-inanmayan, takva sahibi-fâsık gibi ayrımlar ile farklı toplum kesimlerine farklı uygulanmasının getireceği toplum içi nefret ve gerginlikler.
  2. Dinsel grandiyöz kişiliklerin, mesih veya mehdi olduğunu ileri süren kişilerin etkiledikleri kitle[17] üzerinden toplumsal çatışmalara ve kitle ruh sağlığına etkileri.[18]
  3. Din savaşlarının yıkıcı etkileri, ele geçirilen mallar yanında kadın-erkek, çocuk esirlerin de mal ve ganimet sayılması,[19] alınıp satılmaları, cinsel kullanım dahil insan haklarına aykırı her türlü aşağılayıcı eylemin bu insanların ruh ve beden sağlıkları üzerine etkileri. (Ayrıca bakınız: İnsanlığa karşı suçlar)
  4. Dini yapılanma için harcanan yüksek bütçelerin bilim, eğitim, koruyucu sağlık hizmetleri ve sosyal yardımlar gibi alanların bütçelerinde meydana getireceği açıklar.

İbadet ve dini uygulamaların etkileri

Klitoris kesiminin Afrika'daki tahminî uygulanma alanı ve oranları
  1. Abdest, toplu namaz ve hac ritüellerinin getirdiği riskler: Sık yıkanan ve kurulanmayan organlarda nemlenme nedeniyle, nem seven bakteri ve mantar enfeksiyonlarının[20] tırnak, ayak ve genital bölgelerde artışı.
  2. Yazın sıcak ve kuru mevsimde uzun süre sıvı alımının kesilmesine bağlı olarak gelişmesi muhtemel dehidratasyon,[21] buna bağlı olarak Güneş altında veya sıcak ortamda çalışan iş gruplarında güneş veya sıcak çarpması risklerinin artışı.
  3. Kronik hastalıklarda, hamile, diyabetik, hipertiroidi, çocuklarda, yoğun fiziksel efor gerektiren işlerde çalışan kişilerde uzun süreli gıda alımının kesilmesi sebebiyle metabolik dengenin bozulması, hamile orucunda bebek gelişim yetersizlikleri.[22][23][24]
  4. Uzun süreli açlık sonrası yenilen ağır bir yemek sonrasında solunum, kalp-dolaşım yetmezliklerinin ortaya çıkışı.[25][26]
  5. Psikosomatik değişiklikler: Ramazan orucu ile ilgili olarak daha çok sıvı alımı, sigara, kafein alımı ve uyku yetersizliği gibi sebeplere bağlanan kognitif fonksiyonlarda azalma, irritabilite ve letharji artışı, gerilim ve migren tipi baş ağrılarında artış, bunun trafik kazalarında artış gibi yansımaları bazı araştırmacılar tarafından not edilmiştir.[27]
  6. İdrar üzerine etkileri: Bazı araştırmalar ramazanda oruç tutanlarda gündüzleri idrar çıkışının azaldığına ve idrar osmolalite değerlerinin arttığına işaret etmektedir.[27] Bu değişiklikler idrarda taş oluşumu ve idrar yolu enfeksiyonları gibi ileri aşamalarda böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilecek birtakım hasarlarla bağlantılı değişikliklerdir.

Diğer

Bazı İslam toplumlarında kadınlarda da icra edilen cerrahi sünnetin ürogenital sistem üzerine, çocuk ruh ve beden sağlığı üzerine erken ve geç dönem etkileri (yaralama, enfeksiyon, ruhsal travma, sakat bırakma veya bazı hastalıklardan korunma gibi) etkileri bulunmaktadır.[28]

Fıkıh

Şeriat hükümlerinin referansları / Usul-i Fıkıh

Şeriatın birincil kaynağı Allah'ın sözü olduğuna inanılan kaynağı Kur'an ve peygamberin sözleri Hadislerden oluşur. İkincil kaynak ise birincil kaynağı yorumlayan (ictihad) fıkıhçıların sözlerinden oluşur. İctihad yapan kişiler (müctehid, müftü) Kur'an ve sünneti belirli Fıkıh usulü denilen ilke ve kurallara göre yorumlayarak toplumun her türlü hukuki ve medeni meselelerini çözüme kavuşturmaya çalışırlar (Fetva).

İslam hukukçularının ortak kabul ettiği iki ana kaynak Kur'an ve Sünnettir. İcma da farklı yorumlanmakla beraber üçüncü ortak kaynak kabul edilir. Hanefi ve Şafiiler kıyası, Şii Caferi mezhebi ise aklı, dördüncü kaynak olarak kabul ederler. Hanbelîler üç esastan sonrasını kabul etmezler.

Hanefi hukuk ekolü dört delile dayanır. Şer'i deliller olarak da anılan bu kaynaklar şunlardır:

  1. Kur'an: Şeriatın ana kaynağıdır.
  2. Sünnet (Hadisler yoluyla)
  3. İcmâ (İslam bilginlerinin görüş birliği içinde bulundukları konular)
  4. Kıyas (Birbirine benzeyen meselelerin, hükümlerinde de benzerlik bulunması gerektiği düşüncesinden hareketle oluşturulan yeni hükümler; örneğin içki yasağından hareketle uyuşturucu kullanımının da dinen yasak ve haram olduğuna hükmedilmesi vb.)

Fakat azınlıktaki bazı İslam hukuku bilginleri bu dört temel delilden icmâ ve kıyası kabul etmemişlerdir; Zahiri mezhebi gibi. Bir hükmün İslami nitelik taşıması bu kaynaklardan en az birisine dayandırılmasına bağlıdır.

Müctehidler şeriat hükümlerini ortaya koymada kitap, sünnet, icmâ ve kıyastan başka fer'î deliller adı verilen maslahat (toplum yararı), örf ve adet, İslam'dan önceki şeriatlar (Şer'ü men kablena), Sahabe görüşleri (Sahabi kavli) gibi deliller de kullanmışlardır.

Bölgesel ve toplumsal anlayışların etkisi: Örf ve adetlerin delil kabul edilmesi yanında Özel durumlar dışında Haram ve helal yiyeceklerin belirlenmesinde, Şafiî ve İbn Kudame gibi bazı fakihler haram ve helalliğin kriterini "Arabın tabiatına uygunluk ve aykırılık" şeklinde belirlemişlerdir.[29]

Şeriatın Kur'an ve sünnet olarak başlıca iki kaynağı bulunur. Ancak bu kaynaklarda yer alan anlatım ve ifadelerin yasalar şekline dönüştürülmesi işlemini kaynakların yorumu ve ictihatlarla fıkıhçılar gerçekleştirmiştir. Bu anlayış ve yorumlar fıkıh ve kanun mezhepleri şeklinde gelişmiştir. Fıkıh âlimleri, şeriatı üç ana bölümde incelemiştir:

  1. Fariza (dini yükümlülük) veya ibadetler
  2. Muamelat (muameleler)
  3. Ukubat (ceza hukuku)

Dini yükümlülükler de kendi içerisinde farz, vacip, müstehap gibi derecelere ayrılır. Ayrıca haram veya mekruh şeklinde kaçınılması gereken negatif yükümlülükler bulunmakta ve bunlara uymamanın cezai-sosyal yaptırımları bulunmaktadır.

İnsanların ve davranışların sınıflandırılması

İbadetler (Abd; köle ve kul, kulluk, kölelik): Allah'ın hoşnut ve razı olduğu her çeşit eyleme denir. İslami terminolojide ise, ayet ve hadislerde özel şekil ve şartları belirlenen ritüellerdir. Namaz, oruç, hac, zekât ve kurban İslam'daki zorunlu ibadetlere örnek olarak verilebilir.

Fıkıhta insan davranışları değişik kategorilere ayrılır (Ef'âl-i mükellefîn): Farz (Mutlak zorunluluk ifade eden eylemler ve ibadetler), Vacip (Gerekli, bir alt derece zorunluluk), sünnet, müstehap (sevilen işler), helal, mekruh (çirkin karşılanan; çok çirkin, tahrimen mekruh, az çirkin, tenzihen mekruh) haram (kesinlikle yasak) gibi.

Bu eylemlerin şeriat anlayışında maddi ya da manevi karşılıkları bulunur. Farz, vacip ve sünnet olarak nitelendirilen eylemlerin terki, mekruh ve haram olarak nitelendirilenlerin yapılması cezai (had veya tâzir cezaları olarak) karşılık görür. Örneğin, namaz kılmayanların dövülmesi, hapsedilmesi ve kılmamakta ısrar edenlerin öldürülmesi[30][31][32] bu kapsamda ele alınabilir.

Şeriat anlayışında insanlar hür-köle, Müslüman-zimmi, kadın-erkek gibi ayrımlar yanında ayrıca inanç ve davranışlarına göre mümin, muttaki, fasık, mülhid, mürted gibi etiketlerle de sınıflara ayrılır ve bu sınıfların hak, sorumluluk veya mahrumiyetlerine maruz kalırlar.

Uygulama sahaları

Mali'de Ensarüddin gerillası, kamyonet üzerine yüklenmiş makineli silahlarıyla
  • Hijyen ve arınma: Abdest ve gusül
  • Ekonomi kanunları: Zekat, vakıflar, faiz ve miras kanunları
  • Yeme içme ile ilgili: Oruç, kurban, içki
  • Ritüeller: Namaz, hac, tavaf, cenaze ve bayram namazları
  • Evlenme ile ilgili: Nikâh, ayrılık, hulle,
  • Cezai yaptırımlar: Had, tâzir, kısas, cizye, irtidat
  • Askeri: Cihat (saldırı veya savunma amaçlı), sulh ve savaş esirleri
  • Giyim: Tesettür
  • Diğer: Ticaret ve davranışlar, köleler ve İslam olmayanlar

Yasalar ve uygulamalar

Muameleler

İnsanlar arasındaki medenî, ticarî, ekonomik ve sosyal ilişkiler, insanların devletle ve devletlerin de birbirleriyle münasebetleri bu bölümde yer alır. Şeriat hukukunda fıkıhçılar tarafından evlenme (nikâh), boşanma, nafaka, velâyet, vekâlet, vesayet, feraiz (miras), alış-veriş gibi toplum hayatına ait medenî işlemlere ve hatta devletler hukukuna ait hükümler ortaya konulmuştur.

Kölelikle ilgili düzenlemeler

13. yüzyıl köle pazarı, Yemen

İslam'da insanlar satın alma, savaştan geri kalanların esir edilmeleri ve ganimet olarak cihat yapanlara dağıtılmaları ve ayrıca bu esir ve kölelerin yine esir veya köle olan insanlardan yaptıkları çocukların köle veya cariye sayılmaları yoluyla köleleştirilebilir.[19] Muâmelât bakımından köle mal gibidir. Alınıp satılabilir, hibe edilebilir, kiralanabilir, ortak mülkiyete konu olabilir. Kazandıkları efendisine âit olur. Kendisine karşı yapılacak haksız fiilden elde edilecek tazminatları efensidi alır. Başkasına karşı işleyeceği haksız fiillerde ise zararı ya efendisi öder ya da köleyi zarar görene devreder.[19] Hür bir erkek kendi câriyesi ile nikâh söz konusu olmaksızın cinsel hayat yaşayabileceği gibi, onu nikâh akdi ile eş edinmesi de mümkündür. Kısası gerektiren suçlarda köle, hür veya köle karşılığında kısas olarak öldürülür. Hanefilere göre bir köleyi öldüren hür kimse de kısas yoluyla öldürülür. Diğerlerine göre ise, bu durumda kısas uygulanmaz. Köle ve cariyelere zina ve zina iftirası suçunda hürlere verilen cezânın yarısı hırsızlık ve irtidad suçlarında tam cezâ uygulanır. [19]

Miras, avliyye ve reddiyye konusu

Miras paylaşımı Nisa suresi 11-12 ve 179. ayetlerinde konu edilmiştir. Buna göre erkeklere mirastan kadınlara göre 2 kat hisse verilir. Mirasçıların paylar toplamının paydalar toplamından yüksek olması konusunda avliyye ve tam tersi durumlarda reddiyye yöntemleri kullanılır. Müslüman olmayanlarca eleştiri konusu da yapılan pay-payda eşitsizliği, İslam'ın erken dönemlerinde Müslümanlarca tartışılmış ve iki yaklaşım öne çıkmıştır.[33] İbn Abbas, bu durumda bazı pay sahiplerinin (kız kardeşler) düşük önceliğe sahip olup sadece diğerlerinden arta kalanı almasını önerirken, geri kalan çoğunluk tüm hisselerin orantılı olarak azaltılarak herkesin pay almasını savunmuştur.[33]

Cizye

Cizye gayrimüslimlerden alınan vergidir. KKTC Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) İlahiyat Fakültesi'nde yapılan bir çalışmada cahiliye dönemine ait vergilerle ilgili veriler ve bunların Kur'an'daki malî yükümlülüklerle ilişkisi araştırılmış, Kur'an'ın söz konusu vergilerinin İslam öncesi Güney, Kuzey ve Hicaz Araplarında hatta daha eski toplumlarda yer alan düzenlemelerin aynısı olduğu sonucuna varılmıştır.[34]

İslam fıkıhçıları ibadetler, cezalar, muamelat gibi hususlarda hermafroditlerle ilgili hükümler de ihdas etmişlerdir.[35]

Şahitlik kuralları

Hukukun tesis edilmesinde en önemli belirleyicilerden birisi olan, kimlerin şahitliğinin kabul edileceği, kimlerin şahitliğinin kabul edilmeyeceği konusu, şeriat hukukunda en önemli konu başlıklarından birisidir:

Had cezaları gerektiren suçların ispat edilmesinde, vasiyet ve boşanma davalarında kadınların şahitlikleri geçersizdir.[36] Diğer konularda en az bir tane erkek bulunması koşuluyla 1 erkek + 2 kadın şeklinde kadınların şahitliği kabul edilmiştir.[6][37]

"Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiçbir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir..." (Bakara suresi, 282)

Büyük günah işleyen ve dinde fâsık olarak tanımlanan kişilerin eylemlerine karşılık gelen had ve tâzir cezalarının yanında şahitlikleri de geçersizdir.

Evlenme ve boşanmalar

Mutsuz bir kadın, kadıya kocasının iktidarsızlığını şikayet ediyor. (18. yy. Osmanlı minyatürü)

Nisa suresi 3. ayete dayandırılan nikâh hükümlerine göre bir erkek gücü yetiyorsa aynı anda esir ve cariyelerden sınırsız olarak, ayrıca ayette bir üst limit ifadesi bulunmamasına rağmen genel anlayışa göre hür olanlardan en fazla 4 kadınla evlenebilir. İslam'a göre kadın aynı anda tek bir erkekle evli olabilir. Kur'an ve hadislerde evlilik için alt veya üst yaş sınırı belirtilmemiştir.

"Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındaki sahip olduklarınızla (cariyelerinizle) yetinin. İşte bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur." (Nisa suresi, 3)

Şeriata göre gerekçesiz mutlak boşanma yetkisi erkeğe verilmiştir. Kadın erkeği; ancak hakimi ikna edecek geçerli sebepleri sunması durumunda hakim kararıyla boşayabilir. Ayrıca boşanma yetkisi evlilik sırasında veya sonrasında eşi tarafından kadına verilirse kadın da gerekçesiz olarak eşini boşayabilir.[38]

Ceza hukuku

Şeriat hukukunun kullanımda olduğu bir İslam ülkesinde, İslam’ın emir ve yasaklarına uymayan ve/veya suç işleyen kimselere karşı verilecek bedensel, maddi (mali) veya caydırıcı bazı cezai hükümleri kapsar.

Cezalar başlıca 3 kısımda incelenir:

1. Kısas: Kısas cana can, göze göz, dişe diş, hüre hür, köleye köle, kadına kadın gibi doğrudan suçu işleyenin işlediği suçun aynısı bir karşı eylem ile cezalandırılması anlamına gelmektedir.[39]
Müminler! Öldürülen insanlar konusunda size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, esire karşı esir, kadına karşı bir kadın. Kim, öldürülenin kardeşi tarafından bir bedel karşılığı bağışlanırsa, örfe uysun ve bedeli güzelce ödesin.

—Bakara 2/178

Uygulama Bakara (2/178) ayetine göre yapılır. Ancak ayette geçen "kadına kadın" ifadesinin neshedilmesi ve ayette geçmediği halde Müslüman birisinin Müslüman olmayan bir kişiyi öldürdüğünde kısas uygulanıp uygulanmayacağı konuları tartışmalıdır.[40][41] Şeriat yasalarına göre köle bir insan hür bir insanı öldürdüğünde kısas yapılır, ancak hür bir insan bir köleyi öldürdüğünde kısas yapılamaz.[42] Abdülaziz Bayındır'a göre ilgili ayet ile Tevrat hükümlerinden dişe diş, göze göz, kulağa kulak, buruna burun ve yaralamalarda misliyle karşılık verme gibi kısas hükümleri kaldırılmıştır.[43]
2. Hudud Yasası (Had cezaları): Zina, hırsızlık, içki içmek, eşcinsellik, kazf, yol kesme ve irtidat cezaları.
  • Zina: Kur'an'a göre 100 sopadır. Zina yapan cariye ise o zaman da bu cezanın yarısı kadar ceza alır.[44] Ancak hadislere göre bekarlara 100 sopa evlilere ise recm cezası verilir.[45][46] Şeriat yasalarında tecavüz (ırza geçme) gibi bir suç tanımı bulunmamaktadır.[47]
  • Eşcinsellik: Şeriat hukukunda eşcinselliğin ölünceye kadar hapis, 100 sopa veya recm şeklinde mezheplere göre farklılıklar gösteren tâzir cezaları bulunmaktadır.[35][46] (İlgili madde: İslam'da eşcinsellik)
  • Hırsızlık: Hırsızlık eyleminde sağ elden başlayarak, ellerinden bir tanesinin kesilmesi şeklindedir.[45][46]
  • İçki içmek: Kur'an'da cezası belirtilmeyen bir suç[48] olan içki içmenin cezası icma yoluyla 80 sopa olarak tayin edilmiştir.
  • Kazf: İffetli kadına yapılan zina isnadı, 80 sopa ile cezalandırılır ve şahitliği kabul edilmez. (İlgili madde: İfk Olayı)
  • Yol kesme: Eylemlerinin çeşidine ve ağırlığına göre sağ el ve sol ayaklarının çapraz olarak kesilmesi, hapsedilme veya sürgün cezaları verilir.
  • Dinden çıkma: Dini terminolojide "küfre girer" şeklinde ifade edilen eylemleri yapmaya irtidat, kişiye mürted denir. Fıkıhta farz veya sünnet olarak tanımlanan dini emirleri reddeden, hafife alan, alay veya saygısızlık eden veya "elfaz-ı küfür" denilen sözleri konuşan kişilere mürted denilir. Cezası ölümdür.[49]
Dinden çıkmaya ölüm cezası uygulayan devletler
Geleneksel İslam fıkıhçıları dini emirleri terk eden kişilerin mürted kabul edilip edilmeyeceğini de tartışmışlar ve bu konuda belirli eğilimler ortaya koymuşlardır. Yaşanan tartışmalar yoğunlukla şeriata göre namaz, oruç veya zekatın terki veya reddedilmesi gibi eylemlerin cezalandırılıp cezalandırılmayacağı ile ilgili değil, cezalandırılma veya öldürülmeleri sonrasında bu kişilerin cenazelerine yapılacak işlemlerle ilgilidir. Bu kişiler mürted kabul edildiklerinde cenaze namazları kılınmaz, Müslüman mezarlığına gömülemez, miras bıraktıkları devlet hazinesine kalır.[50][51][52]
  • Hanefiler ameli imanın bir parçası kabul etmedikleri için namaz, oruç gibi İslam'ın uygulanmasına dair ihmal veya ret içeren eylemlerde kişinin kanatılıncaya kadar dövülmesi veya ölünceye kadar hapsedilmesini de içeren tâzir cezaları ile cezalandırılmasını öngörürler, öldüklerinde cenazelerine Müslüman cenazesi muamelesi yapılır.[53][54][55]
  • Şafii, Maliki mezheplerine göre namazı terk etmek ceza miktarı ve şekli Kur'an ve sünnetle belirlenen suçlardandır ve terk eden “had” uygulanarak öldürülür. Ancak cenazelerine Müslüman cenazesi muamelesi yapılır, miras bıraktıysa mirasçılarına paylaştırılır.[53][54]
  • Hanbeli mezhebinde ise namazı terk eden ve bunda ısrarcı olan kişiler mürted kabul edilerek mürtedlere kılıçla öldürme şeklinde uygulanan “had cezası” tatbik edilir, cenaze namazı kılınmaz ve ceset Müslüman mezarlığına gömülmez.[54][56]
3. Tâzir cezaları: Lügatte azarlama, aşağılama, tahkir gibi anlamlara gelen tâzir, fıkıh terminolojisinde fâsıklık olarak nitelendirilen, küçük günahların sürekli işlenmesi veya daha büyük cezayı gerektirmeyen büyük günahlara belirli bir sınırı ve ölçüsü olmadan, hakim takdiri ile verilen cezaların adıdır. Tâzir cezalarında suçun kanıtlanması, şahitlik ve ispat gibi zorunluluklar bulunmamaktadır.[57]
Kısas ve had cezaları Kur'an ayetleriyle karşılığı belirlenen suçlardır. Diğer suçlar ise ceza miktar, yöntem ve uygulaması hakimin takdirine bırakılan, tâzir (toplum içinde azarlamadan sopa atmaya, sürgün, hapis ve idama kadar değişen) cezalarıdır. Tâzir cezalarının namazın terki ve irtidat örneklerinde görülebileceği gibi hafif olması diye bir kural yoktur.

Güncel anlayış ve yönetim sistemleri ile uyumsuzluklar

Demokrasi ile uyum

Maldivler'de "Demokrasiyle cehenneme gidilir" ve "İslam dünyaya hükmedecek" pankartlarıyla şeriat çağrısında bulunan bir grup, 2014

Şeriat yönetimlerinde şura, icma gibi demokratik kavram ve yöntemlerin yanında, ulul emre itaat gibi otokratik kavramlar bir arada bulunur.

İnsan hakları, eşitlikler ve özgürlükler

Kadın hakları: Şeriat yasalarında miras, şahitlik, liderlik gibi konularda kadın-erkek arasında, ceza davalarında köle ve hür insanlar arasında,[58] yine şeriata göre suç sayılan zinanın cezalandırılmasında evli kişiler ile bekarlar arasında farklı uygulamalar bulunmaktadır. Bazı şahitliklerde kadınların şahitliği hiçbir şekilde kabul edilmez iken, bazı konularda en az bir erkek bulunmak şartıyla iki kadının şahitliği kabul edilir. Fâsıklık gibi, değerlendirenin tutumuna bağlı, subjektif değerlendirmeler kişilerin cezalandırılması ve şahitliklerinin geçersiz sayılabilmesi olanaklıdır.

Afganistan'da Devrimci Kadın Birliği'nin 26 Ağustos 2001 günü gizlice kayda aldığı görüntülerde bir kadın, burkasını açtığı için iyiliğin emredilmesi ve kötülüğün men edilmesinden sorumlu din polislerince halk ortasında sopayla cezalandırılıyor.

Güncellik konusu, çocuk evlilikleri: İçtihadi kısım ayrı tutulursa, zaman, mekân ve gelişen toplumsal anlayışlar gibi değişken şartlara bağlı geliştirilmesi zorunluluk arz eden yeni yaklaşımlara şeriatın kapalı olduğu söylenebilir. Küçük, karasal yaşam tarzına sahip bir kabile toplumunun sınırlı zaman diliminde yaşadıkları örneklerden yola çıkılarak evrensel ve bütün çağları kapsayan yasa ve düzenlemeler yapılabileceği inancı sorgulanmaya açık bir konudur. İnsanların yaşam tarzı ve ibadetler gibi kişisel tercihlere saygı çerçevesinde kalması gereken eylemlerin ceza veya hak mahrumiyeti şeklinde yaptırımlara konu olması günümüzde kabul edilebilir değildir. Değişen hukuk anlayışı çerçevesinde verilebilecek diğer bir örnek günümüzde çocuğun cinsel istismarı sayılan çocuk-yetişkin evliliklerinin yasaklanmamış olması ve ilk İslam toplumundaki yaygınlığıdır.[59] Yine günümüzde pek çok toplumda yasal bir durum olan evlilik dışı ilişkiler ve eşcinsellik şeriata göre suç kabul edilir.

Özgürlükler, LGBT bireyler: Fikir, inanç, ibadet ve ifade özgürlükleri şeriat yönetimlerinde sorunlu alanlardır. Kutsallara yönelik eleştiriler elfazı küfür sayılabilir, komedi ve karikatürler irtidat sayılıp ölümle cezalandırılabilir. Eşcinsellik, transseksüellik vb. yaşam tarzlarıyla trans bireylere yaklaşımlar da kanun önünde eşitsizlikler ve insan hakları ihlalleri açısından kritik edilmesi gereken konulardandır.

Yasal sorunlar / Legalite

Malezya'nın Malakka eyaletinde bir şeriat mahkemesi

Cezalarda kanunilik, mezhepsel farklılıklar: Şekli ve miktarı konusunda görüş birliği bulunmayan ibadetlerin terk edilmesinin[60] şeriat yönetiminde ceza veya hak mahrumiyetlerine konu olması, zorbalık, insan hakları ihlali gibi sakıncaları yanında cezaların kanuniliği ilkesine de aykırıdır. Şeriat hukukunda tâzir cezaları için kanunilik ilkesi bulunmamakta, tamamen hakim veya siyasi otoritenin takdiri geçerli olmaktadır.[61] Şiilikte meşru ve makbul kabul edilen mut'a, bir Ehl-i Sünnet mezhebi tarafından had cezası uygulanması gereken bir haramdır. Tâzir cezalarına konu olabilen büyük günah, farz, vacip, zekat, namaz, tesettür, sünnet, hadis gibi kavramlar her mezhep ve bölgede farklı anlayış, yorum ve uygulama şekilleri bulunan dini kavramlardır.

Pratiğe uyum zorlukları ve toplumsal ayrımcılık: Bir kişiye yönelik tecavüz veya zina isnadında güvenilirlik şartlarını taşıyan dört yetişkin erkeğin şahitliğinin zorunlu olması, aksi takdirde tecavüze uğramış bile olsa tecavüz veya zina isnadında bulunan kişi veya kişilerin iftira cezasıyla cezalandırılması.[62] Bu cezalar için kadın ve çocukların, Müslüman bile olsalar içki veya namaz gibi konularda dini yönden beğenilmeyen ve fâsık olarak tanımlanan kişilerin şahitliklerinin geçerli kabul edilmemesi söz konusudur.

Suç-ceza dengesi: Günümüz hukuk anlayışında cezaların intikam duygusundan uzak, caydırıcı, önleyici, ıslah amacına uygun ve işlenen suç ile uygun ağırlıkta bir karşı eylem olması amaçlanır. Bundan dolayı suçun hangi saiklerle işlenmiş olduğu, eylem öncesinde, sırasında ve sonrasındaki davranışlar göz önüne alınarak cezaların ağırlaştırılması veya hafifletilmesi söz konusu edilir. Şeriat hukukunda hırsızlık ve gasp arasında bir ayrım yapılmamış olması suç ve ceza dengesinin gözetilmemesi açısından da dikkate değerdir.

Ayrıca bakınız

Dış okumalar

İlgili kitaplar

  • Şeriat ve Kadın, İlhan Arsel, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1987
  • Şeriat ve Kölelik, İlhan Arsel, Kaynak Yayınları, 1999
  • Şeriat, İnsan ve Akıl, İlhan Arsel, Kaynak Yayınları, 2005
  • Şeriat ve Eşitsizlik, İlhan Arsel, Kaynak Yayınları, 2006
  • Modern İslam Hukuk Düşüncesi, Reşid Rıza Örneği, Özgür Kavak
  • Mukayeseli İslam Hukuku, Hayrettin Karaman (3 Cilt)
  • İslam Hukukunda Bağlayıcılık Bakımından Hz. Peygamber'in İctihad ve Tasarrufları, Murat Şimşek, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
  • İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri, İzzeddin ibn Abdüsselam, İz Yayınları
  • Doğumu, Ölümü ve Dirilişi İslam Devleti, Noah Feldman
  • Hanefi Mezhebi Bağlamında İslam Hukukunda Külli Kaideler, Necmettin Kızılkaya, İz Yayınları

Kaynakça

  1. ^ http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c32/c320423.pdf
  2. ^ http://www.sonmezkutlu.net/?Syf=26&Syz=6023
  3. ^ http://www.haberci28.com/tr/yazigor.aspx?yazid=585
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 5 Şubat 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2015. 
  5. ^ Fatih Duman (2006). İslamiyet öncesi Arap folklorunun Kur'an'daki yeri (Yüksek lisans). Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2020. Bizim üzerinde durduğumuz, Kur'an'ın da işaret ettiği İslam öncesi Arap folklorundaki mitolojik unsur ve menkıbeleri Kur'an'ın yok saymadığıdır. Kur'an'a baktığımızda O'nun emrettikleri ve anlattıkları da hiç yoktan olan şeyler değildir. Bunlar o toplumda bilinen ve icra edilen şeylerdir. Kur'an'da emredilen ibadetlerin bir kısmı zaten Arapların yaşamında kültürlerinde, örf ve adetlerinde, bir kısmı da Tevrat'ta bulunuyordu. Örneğin namaz, oruç, hac, zekat... gibi. Burada Kur'an'daki hukuk sistemi Arapların geleneksel hukuk sistemiyle Tevrat'ın bir karışımıdır dersek abartmış olmayız. Araplarda kısas, diyet, hırsızın elinin kesilmesi cezaları olduğu gibi örtünme de köklü bir gelenek halinde idi. Yahudilikte de kısas bulunduğu gibi faiz de yasaklanmıştı. Bazı durumlarda zina eden kadın ve erkek taşlanarak öldürülürdü. 
  6. ^ a b "Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler". 1 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2012. 
  7. ^ http://www.scribd.com/fullscreen/48144731?access_key=key-z0aofrmkp5wvq13aqe9
  8. ^ http://web.itu.edu.tr/~bulu/favorite_books_files/dusunce_tarihi_v01.pdf
  9. ^ http://www.sonpeygamber.info/oryantalistlerin-hadis-literaturu-hakkindaki-gorusleri
  10. ^ Çocuk evlilikleri ve travmalar
  11. ^ Çocuk Gelinler - Pakistan’da evlilik yaşı altıya düştü!
  12. ^ "Kızımı altı yaşında evlendirebilirim alimler öyle diyor" - DW Türkçe
  13. ^ https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/300086
  14. ^ http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/gunes-isigindan-yararlanmayan-kadinlar-411426
  15. ^ http://arsiv.sabah.com.tr/2005/12/02/cp/gnc101-20051127-102.html
  16. ^ https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/673896
  17. ^ https://www.aligok.com.tr/paranoya-siniflandirma/
  18. ^ http://www.erzurumgazetesi.com.tr/haber/Islam-Dusunuru-Ihsan-Eliacik-tan-guncel-bir-degerlendirme-/30900
  19. ^ a b c d http://islamiyontem.net/kitaplar/turkce%20tefsir/tefsirkulliyati/002bakara/bakara14/03.htm
  20. ^ https://www.medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/tr-yaz-aylarinin-en-sik-rastlanan-deri-hastaligi-mantara-dikkat-8-12-9925.html
  21. ^ http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(09)61506-3/fulltext
  22. ^ http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0167629611001081
  23. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2013. 
  24. ^ http://www.independent.co.uk/life-style/health-and-families/health-news/pregnant-women-who-fast-for-ramadan-risk-damage-to-their-babies-study-finds-2010055.html
  25. ^ http://www.acibadem.com.tr/guncelsaglik/GuncelSaglik.asp?t=677
  26. ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2020. 
  27. ^ a b http://www.nature.com/ejcn/journal/v57/n2s/full/1601899a.html
  28. ^ Sünnetin Çocuk Ruh Sağlığı Üzerine Etkisi: Gözden Geçirme Çalışması. Dr. Mesut YAVUZ, Dr. Türkay DEMİR, Dr. Burak DOĞANGÜN
  29. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 27 Mart 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2017. 
  30. ^ http://www.ismailaga.info/yazi/2012/03/30/dinde-zorlama-yoktur-ne-demektir-islamda-zorlama-yok-mudur/
  31. ^ Necati Yeni el, Hüseyin Kayapınar, Sünen-i Ebû Davud Terceme ve şerhi c. 2, s. 112
  32. ^ http://www.fetvameclisi.com/fetva-namaz-kilmayanin-cezasi-21734.html
  33. ^ a b Yiğit, Metin (2018). ""Miras ayetlerinde matematiksel hata" iddiası üzerine" (PDF). Dicle İlahiyat Dergisi, 2. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2020. 
  34. ^ https://neu.edu.tr/wp-content/uploads/2015/11/k%C4%B1br%C4%B1s-ilahiyat-dergi4-1.pdf
  35. ^ a b https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:jnMprDlBGIoJ:eskidergi.cumhuriyet.edu.tr/makale/348.pdf+&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjrUoAdakPUqcOF3QtI5SqYnIsuGzLB0CiaH_QM05DEBgldX3BpoxlmshEfbWye0Qd-XfJE0tJQ9lSyYT84LOdZPDb9QlVINJplo3n0WcMRJiqiIj7mhNgtWSbNOiiTmbqoKM83&sig=AHIEtbTuHgiwKoX3hFcYww-QFPUPkyQK5A
  36. ^ http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=22766
  37. ^ Buhârî, İman 21; Müslim, 907, ; Nesâî, 3:147; Muvatta, 1:187
  38. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2013. 
  39. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2012. 
  40. ^ https://sorularlaislamiyet.com/%E2%80%9Chure-hur-disiye-disi-koleye-kole-kisas-edilir%E2%80%9D-bakara-178-ayetine-gore-bir-erkek-bir-kadini-oldurse
  41. ^ http://www.khilafah.nl/pdf/Ukubat.pdf
  42. ^ https://www.goodreads.com/author/quotes/3393571._lhan_Arsel?page=2
  43. ^ https://www.suleymaniyevakfi.org/kuran-dersleri/2-bakara-suresi-178-ayet.html
  44. ^ Nisa Suresi, 25. ayet
  45. ^ a b http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/hayat2/0260.htm
  46. ^ a b c http://www.ihya.org/kavram/kavramlar-ansiklopedisi/dt-1933.html
  47. ^ http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423910726.pdf
  48. ^ http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/284/2590.pdf
  49. ^ "Büyük Şafi Fıkhı" (islamiyontem.net)
  50. ^ https://www.cia.gov/library/abbottabad-compound/70/7072CAAD0C2839433010FD2F737F829C_Hadtur-1.pdf
  51. ^ https://d1.islamhouse.com/data/tr/ih_books/single/tk_Who_does_not_pray.pdf
  52. ^ https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/471923
  53. ^ a b "Büyük felaket: Namazı terk etmek" (ismailaga.org.tr)
  54. ^ a b c "Namazı terk etmenin hükmü" (namazzamani.net)
  55. ^ "Who does not pray?" (islamhouse.com)
  56. ^ "Namazı terk etmenin cezası" (halisece.com)
  57. ^ Ertuğrul Gazi TUNCAY (2017). "İslam Hukukunda Sınırı Belirlenmemiş Cezalar" (PDF). İslam Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 3. s. 85. 
  58. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2012. 
  59. ^ "turandursun.com". 1 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2012. 
  60. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2012. 
  61. ^ Ertuğrul Gazi TUNCAY (2017). "İslam Hukukunda Sınırı Belirlenmemiş Cezalar" (PDF). İslam Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 3. s. 85. 
  62. ^ http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2006/11/printable/061115_pakistan_rape.shtml